Küre yuvarlak dünyanın, düz kare dünyaya dönüşmesiyle, ülkeler arasında uzak komşu ve yakın komşu farkıyla birlikte, aydınlık ve karanlık farkının olmadığı, yeni bir küresel yapılanma ortaya çıkmıştır. Güneşin hiç batmadığı, ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın hiçbir alanında, gizliliğin olmadığı kare dünyada, hiçbir ülkenin hiçbir ülkeye, hiçbir kurumun hiçbir kuruma, hiçbir kuruluşun hiçbir kuruluşa, hiçbir insanın hiçbir insana, tuzak kurması mümkün değildir.
Okumaya devam et “Gizliliğin olmadığı güneşin hiç batmadığı kare dünyada tuzak kuranlar tuzağa düşerler”Ay: Ağustos 2020
İstanbul’da Doğu’yu ve Batı’yı altın oranda harmanlamak
Dervişlikle silahlanmış Anadolu insanı, iki yüzyıla yakın bir zamandan beri, Avrupa’dan gelen yabancılaşma rüzgarlarının etkisindedir. Türklerin Avrupa coğrafyasından, Asya coğrafyasına çekilmelerinde, hem içeriden hem de dışarıdan estirilen, yabancılaşma rüzgarlarının çok büyük etkisi olmuştur. Cumhuriyetin kuruluş yılları boyunca, Anadolu’yu aydınlatacak güneşin, Asya’dan değil, Avrupa’dan doğacağı vurgulanmıştır.
Okumaya devam et “İstanbul’da Doğu’yu ve Batı’yı altın oranda harmanlamak”Savaş yüzyılında Yunus’la Mevlana’yla, İbn Arabi’yle Anadolu’dan bütün Ülklere zeytin dalı uzatmak
Endonezya’dan Fas’a kadar geniş bir coğrafyaya yayılan İslam ülkeleri, dünyanın orta kuşağını oluştururlar. Müslüman ülkeler Kuzeyin yüksek gelirli ülkeleriyle, Güneyin düşük gelirli ülkeleri arasında, en büyük ve en etkili denge gücüdürler. İslam dünyasında savaş olursa, dünyada barış olmaz. Dünyadaki savaşları durdurmak isteyen ülkeler, Müslüman ülkelerdeki barış çalışmalarını ve katılımcı demokrasi hareketlerini desteklemek zorundadırlar. Çünkü kare dünyada, uzlaşma getiren savaş, çatışma getiren barış olmaz.
Okumaya devam et “Savaş yüzyılında Yunus’la Mevlana’yla, İbn Arabi’yle Anadolu’dan bütün Ülklere zeytin dalı uzatmak”Yirmi birinci yüzyılın ortasında Avrupa yeni Ortadoğu olacaktır
İnsanlığın bilinen beş bin yıllık medeniyet tarihi içinde, Habil’den ve Kabil’den bu yana, iki ana akımın sürekli bir hesaplaşma içinde oldukları görülür. Bir yanda Habil’in yolundan gidenler, bir yanda Kabil’in yolundan gidenler vardır. Habil’in izleyicilerinin inşa ettikleri medeniyetler, kutsal kaynaklardan beslenirken, Kabil’in izleyicilerinin inşa ettikleri medeniyetler, seküler kaynaklardan beslenirler. Medeniyetler tarihinde Habil uzlaşmanın, Kabil çatışmanın simgesidir.
Okumaya devam et “Yirmi birinci yüzyılın ortasında Avrupa yeni Ortadoğu olacaktır”Dünya barışına giden yolu Konya’dan ufukların ötesine bakan yeni İbn Arabi’ler yeni Konevi’ler açar
Washington’un öncülüğünü yaptığı Batı dünyası, New York’ta Dünya Ticaret Merkezine yapılan, intihar saldırısından beri büyük bir korkuya kapılmıştır. O günden sonra, yüzen orduların sahibi Washington, orantısız güç kullanarak, dünyanın dört bir yanında, dehşet kasırgaları estirmektedir. Şiddet rüzgarları eken Washington, terör fırtınaları biçiyor. Doğu’nun ve Batı’nın önemini yitirdiği, düz kare dünyada, terör domino taşı etkisiyle, bütün ülkelere yayılmaktadır.
Okumaya devam et “Dünya barışına giden yolu Konya’dan ufukların ötesine bakan yeni İbn Arabi’ler yeni Konevi’ler açar”Demokrasi düşmanlığında Amerika ve Avrupa Rusya’dan ve Çin’den geri kalmaz
İslam dünyasının olduğu kadar, Batı dünyasının da geçen yüzyıllarda, döşenmiş düşmanlık mayınlardan arındırılmasında, dünyadaki demokratik yönetimlere büyük görevler düşmektedir. Doğu’dan Batı’ya bütün ülkelerde, katılımcı demokrasi kültürünü zenginleştirmek, yeni boyutlar kazandırmak, Veysel’in deyişiyle: Gece ve gündüz gidilmesi gereken, uzun ve ince bir yoldur. Batı dünyası İslam dünyasında doğmakta olan, demokrasi hareketleri desteklenmezse, kandan elbiseler giyer.
Okumaya devam et “Demokrasi düşmanlığında Amerika ve Avrupa Rusya’dan ve Çin’den geri kalmaz”Doğal gaz boru hatları Türkiye ve Rusya Arasındaki barışın en büyük güvencesidir
İstanbul Türklerin Avrupa’ya, Kazan Rusların Asya’ya açılma kapısı olmuştur. Avrasya ekseninde Türkiye ve Rusya, iki vazgeçilmez ülkedir. Türkiye’nin Avrupa’ya, Rusya’nın Asya’ya genişlemesinde, Karadeniz en büyük rekabet alanını oluşturmuştur. Türkler ve Ruslar Karadeniz çevresinde güç kazanmak için, yüzyıllar boyunca birbirleriyle, hem yarışmışlar hem savaşmışlar. Karadeniz Osmanlı yüzyıllarında, bir “Türk Gölü”ne dönüşmüştür.
Okumaya devam et “Doğal gaz boru hatları Türkiye ve Rusya Arasındaki barışın en büyük güvencesidir”Dünyanın bütün şehirlerinde Eskişehir’in eşsiz hazinelerinin başında yer alan Yunus’un bayrağını dalgalandırmak
Bin yıllık tarih içinde, Türklerin rüzgarı Asya’dan Avrupa’ya doğru esmiştir. Eskişehir yöresinde kurulan, kısa zamanda Bursa’yı, kendisine başşehir yapan Osmanlıların tarihi, Türk yüzyıllarının en parlak dönemidir. O dönemde Anadolu insanı, Çanakkale ve İstanbul boğazlarından, Balkanlara açılmıştır. Türkler Avrupa topraklarında nereye gitmişlerse, gittikleri yere yerleşmişler ve kültürlerini taşımışlardır.
Okumaya devam et “Dünyanın bütün şehirlerinde Eskişehir’in eşsiz hazinelerinin başında yer alan Yunus’un bayrağını dalgalandırmak”Uzaklık yakınlık farkının kalktığı sınırsız düz kare dünyada batı Doğu’nun ifadesidir hızıdır
Batı dünyası için Goethe ne kadar önemli ise, Doğu dünyası için Mevlana o kadar önemlidir. Doğu Batı’yı yok saymaz, Batı’nın köklerine inerek, Doğu’daki Batı’yı bulur. Dünyadaki her şehirde, bir Doğu, bir Batı vardır. Batı’yı arayan Batı’yı, Doğu’yu arayan Doğu’yu bulur. Doğu’nun ve Batı’nın, birbirine karıştığı kare dünyada, Doğulu ya da Batılı olmak belirleyici değildir.Yeni dünyada belirleyici olan, her ikisinin, köklerini oluşturan ortak kaynaklardır.
Okumaya devam et “Uzaklık yakınlık farkının kalktığı sınırsız düz kare dünyada batı Doğu’nun ifadesidir hızıdır”Yerel dünyadan küresel dünyaya yetkinlik yolculuğunda her gün yeniden doğmasını bilenler başarılı olurlar
Anadolu insanı için dünya dün, bugün, yarın olmak üzere üç gündür. Akıp giden hayatın yaşanır kılınması, dünyanın sınırlı kaynaklarının, yararlı ve verimli olarak değerlendirilmesine bağlıdır. Bugüne dünden gelen insan, yarına bugünden gidecektir. İnsanın dünden yarına giden yolculuğu, fırsatlarla ve tehditlerle doludur. Kültürünün değerleri ve ekonominin ilkeleri ışığında yarına bakanlar, fırsatları ödüle dönüştürürler.
Okumaya devam et “Yerel dünyadan küresel dünyaya yetkinlik yolculuğunda her gün yeniden doğmasını bilenler başarılı olurlar”Dünyadaki ekonomik krizler tefeciliği kurumsallaştıran New York’un ve Frankfurt’un bankalarından kaynaklanır
Frankfurt hem coğrafik, hem ekonomik açıdan, Avrupa’nın kavşak noktasında yer alır. Main dünyanın en büyük havaalanlarından biridir. Yeni piramitler şehiri olan Main’e, Almanya’nın Mainhattan’ı denilir. Frankfurt Main Havaalanından büyük Alvrupa şehirlerine, uçak ve tren bağlantıları vardır. Bilgisayarlar, trenler, uçaklar şehirler arasındaki sınırları, bütünüyle ortadan kaldırmıştır. Geleceğin ulaşım aracı uçaklar olacaktır. Dünyada hava limanı olmayan şehir, telefonu olmayan insan kalmamıştır.
Okumaya devam et “Dünyadaki ekonomik krizler tefeciliği kurumsallaştıran New York’un ve Frankfurt’un bankalarından kaynaklanır”Ülkelerin büyük rüyalarının olması büyük coğrafyalarının olmasından çok daha önemlidir
Ülkelerin siyasal sınırları dış politikaları, ekonomik sınırları ise, iç politikalarıyla çizilir. Ülkelerin dış politikalarında, devletin askeri gücü etkiliyken, iç politikalarında milletin üretim gücü etkilidir. Her ülkenin üretim gücü, siyasal sınırlardan daha çok ekonomik sınırlara dayanır. Siyasal sınırlar istenildiği zaman, istenildiği kadar genişletilemez. Buna karşılık, ülkelerin ekonomik sınırlarını sürekli değişir.
Okumaya devam et “Ülkelerin büyük rüyalarının olması büyük coğrafyalarının olmasından çok daha önemlidir”Her gün yeniden doğmayanlar yeni sözler söylemeyenler yenilik yapamazlar kalıcı izler bırakamazlar
Dünyanın her yerinde, yenilik yapmasını bilen kuruluşlar, hayatın bütün alanlarında, köklü dönüşümlere yol açarlar. Onlar kuruluşların ana fonksiyonları olan finansmanda, üretimde ve pazarlamada sıradışı buluşlarıyla, ekonomik ve kültürel hayata sıradışı boyutlar kazandırırlar. Bütün kuruluşlarda üretimin gelişmesine, yol açan her yenilik, kültürel derinlikle ekonomik zenginliğin, el ele vermesinden kaynaklanır. Yenilikçi kuruluşlar her alanda, sürükleyici bir görev yüklenirler.
Okumaya devam et “Her gün yeniden doğmayanlar yeni sözler söylemeyenler yenilik yapamazlar kalıcı izler bırakamazlar”Savaş yüzyılında devletlerin silahlı güçlerini edebiyatçıların silahsız güçleriyle durdurmak
Kültürlerin harman olduğu bir dönemde, savaşların sonu gelecek derken, başta Müslüman ülkeler olmak üzere, bütün dünyada savaşların, biri bitmeden biri başlamaktadır. Toplumlar kutsal kültürden uzaklaştıkça, savaşlar hız ve yoğunluk kazanıyor. Bütün dünya, savaş nöbetine tutulmuştur. Savaşların dünyayı sarstığı bir yüzyılda, barışın yolunu, kutsal kültürün aydınlığını, yüzlerinde taşıyan edebiyatçılar açacaktır.
Okumaya devam et “Savaş yüzyılında devletlerin silahlı güçlerini edebiyatçıların silahsız güçleriyle durdurmak”Korona sonrası dünyada eğitim seviyelerini büyütemeyen ülkeler üretim seviyelerini büyütemezler
Dünyanın bütün ülkelerinde, üniversiteler toplumlarının eğitim ve kültür dünyasına katkıda bulunan kurumların başında gelirler. Ülkelerin gelecekteki başarıları, bugünden eğitime yaptıkları yatırımlardan kaynaklanır. Eğitime yapılan yatırımlar, uzun dönemde getirisi, en büyük olan yatırımlardır. Dünyanın hiçbir yerinde eğitim seviyesi küçük, üretim seviyesi büyük ülke yoktur. Ekonomiyi geliştirmede eğitim sermayesi, finansal sermayeden daha önemlidir.
Okumaya devam et “Korona sonrası dünyada eğitim seviyelerini büyütemeyen ülkeler üretim seviyelerini büyütemezler”Dünyada medeniyet adına ne varsa hepsinin anavatanı doğu Akdeniz’dir
Asya ile Avrupa arasında tarihin ilk dönemlerinden beri yoğun düşünce ve kültür alışverişi olmuştur. Medeniyet ırmağı Bekir Karlığa’nın ,”Doğu’dan Batı’ya Akan Nehir” belgeselinde,bütün ayrıntılarıyla ortaya koyduğu gibi, Asya’dan Avrupa’ya akmıştır. Medeniyetin kutsal boyutu söz konusu olduğunda, tarihçi Henri Pirenne’nin dediği gibi: Dünyada “Medeniyet olarak ne varsa, hepsi Akdenizlidir.” Doğu Akdeniz kutsal kültürün tek ve değişmez kaynağı bütün peygamberlerin anavatanıdır.
Okumaya devam et “Dünyada medeniyet adına ne varsa hepsinin anavatanı doğu Akdeniz’dir”Amerika’dan çin’e dünyada erdemli devlet erdemli yönetici erdemli toplum kıtlığı çekiliyor
Doğudan Batıya devletlerin yönetim sorunlarına, çözüm aramada Felsefeden ve Edebiyattan yararlanma konusunda yapılan araştırmalar giderek çoğalmaktadır. Çünkü devletlerin ve kuruluşların yönetiminde uygulanan, demokratik ve otokratik kuramlar, bütün ülkelerin ekonomik, siyasal ve kültürel yapılarında köklü dönüşümlerin tetikleyicileri olmaktadırlar. Ülkelerdeki iktidar savaşları, dehşet verici toplu ölümlere ve şehirlerde büyük yıkımlara yol açmaktadır.
Okumaya devam et “Amerika’dan çin’e dünyada erdemli devlet erdemli yönetici erdemli toplum kıtlığı çekiliyor”Yirmi birinci yüzyılda Türkiye’siz Avrupa Avrupa’sız Türkiye ekonomik ve kültürel gücünü koruyamaz
Anadolu Balkanları, Balkanlar Osmanlıyı, Osmanlı Avrupa’yı bugünlere taşımıştır. Ömrünü Osmanlı tarihine adayan Halil İnalcık’ın her fırsatta vurguladığı gibi, Avrupa ülkelerinin kültürlerini, dillerini, sınırlarını ve varlıklarını korunmasının güvencesi, üç kıtada yüzyıllarca söz sahibi olan Osmanlı Devleti olmuştur.A vrupa’nın geleceğini,Avrupa’nın pek çok ülkesinden daha büyük olan Avrupa’da yaşayan Türkler belirleyeceklerdir.
Okumaya devam et “Yirmi birinci yüzyılda Türkiye’siz Avrupa Avrupa’sız Türkiye ekonomik ve kültürel gücünü koruyamaz”Siyonist Yahudiler için kutsal ülke Amerika’dır kutsal şehir New York’tur
İnsanların vizyon kazanmalarında, dünyada kendilerini bir yolcu gibi görmeleri ve bir yolcu gibi yaşamaları büyük önem taşır. Çünkü vizyon bugüne değil, geleceğe bakma ve geleceği öngörme yeteneğidir. Geleceği ise, sınırların dışına çıkarak düşünmesini bilenler görürler. Sınırlarının dışına çıkmayan ülkeler sınırlarını, kuruluşlar güçlerini korumakta güçlük çekerler. Sınırsız dünyada sınırlar ve güçler, sınırların dışına çıkılarak korunurlar.
Okumaya devam et “Siyonist Yahudiler için kutsal ülke Amerika’dır kutsal şehir New York’tur”Bütün krizler ihtiyaçlar sınırsızdır büyüme sonsuzdur diyenlerden kaynaklanır
Yıldan yıla daha karmaşık, daha birbirine bağımlı, bir ekonomik yapı kazanan dünyanın, karşı karşıya olduğu sorunların başında, sonu gelmez sınırsız ihtiyaçlardan kaynaklanan, aşırı gösteriş tüketimi gelmektedir. Hem Kuzey’in zengin, hem de Güney’in yoksul ülkelerinde insanlar, teknolojik yeniliklerle durmadan büyütülen, ihtiyaçların baskısı altında ezilmektedir. Toplumların bütün kesimleri devletler gibi, sürekli yeni boyutlar kazanan ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, durmadan borçlanmaktadırlar.
Okumaya devam et “Bütün krizler ihtiyaçlar sınırsızdır büyüme sonsuzdur diyenlerden kaynaklanır”