Kare dünyada Kafkas Ortadoğu balkan ülkeleri Avrupa ülkelerini yeniden yapılanmaya zorluyor

“Zamanı Aşan Şehirler” kitabımızda anlatıldığı gibi, Üsküdar’ıyla Kudüs, Eyüp’üyle Medine toprağı olan İstanbul’dan, uçakla Kafkas ülkelerinin, en büyük şehiri Bakü’ye, bir yanına Karadeniz’i, bir yanına Akdeniz’i alan Anadolu, baştan sona aşılarak gidilir. Uçaktakiler Türkiye’nin Avrupa yakası üzerinde, küçük bir kavis çizerek, bir saatlik uçuştan sonra kendilerini, her zaman karlarla kaplı, Kafkas dağlarının üzerinde bulurlar.

Okumaya devam et “Kare dünyada Kafkas Ortadoğu balkan ülkeleri Avrupa ülkelerini yeniden yapılanmaya zorluyor”

Kriz dönemlerinde vicdanlarını yitiren canavar kuruluşları dizginlemek

Dünyanın her ülkesinde, ekonomik krizler para ticareti yapan bankalarla başlar, domino etkisiyle reel ekonominin bütün kesimlerine yayılırlar. Ekonomik krizler etkilerini, ilk önce işletmelerin bilançolarında gösterirler. Krizlerde kuruluşlar küçülürler, işletmeleri yönetmek aktifleriyle ve pasifleriyle, bilançoları yönetmeye dönüşür. Bilanço yönetiminde ilk yapılması gereken, işletmelerin bankalara olan borçlarının azaltılmasıdır.

Okumaya devam et “Kriz dönemlerinde vicdanlarını yitiren canavar kuruluşları dizginlemek”

Görünüşe aldanmadan bir resimde iki yüzü bir insanda iki insanı bir dünyada iki dünyayı görmek

Toplumların ürün, hizmet ve bilgi üretim güçlerinin büyütülmesinde, kar amacı güden ya da gütmeyen bütün kuruluşların vazgeçilmez bir yerleri vardır. Kuruluşları güçlü olmayan toplumların, ekonomilerinin güçlü olması mümkün değildir. Su kaynaklarından yoksun toprakların çoraklaşması gibi, kuruluşlardan yoksun toplumlar, hem ekonomik hem de kültürel olarak yoksullaşırlar.

Okumaya devam et “Görünüşe aldanmadan bir resimde iki yüzü bir insanda iki insanı bir dünyada iki dünyayı görmek”

Ülkeler arasındaki ticaret dünya barışının en büyük en güçlü güvencesidir

Ticarette ürünlerin fiyatı, alıcıların ve satıcıların buluştuğu pazarlarda oluşur. En basitinden en karmaşığına kadar, bütün ekonomilerde pazar vazgeçilmez bir yer tutar. Üreticilerin ve tüketilerin dışında, kamu kurumlarının pazara müdahalesi, pazarda alışveriş yapanlar arasında haksızlıklara yol açar. Arza ve talebe göre fiyatları ayarlamada, hiçbir kamu kurumu, pazarın yerini tutamaz. Pazarlar toplumları, birbirine açan, barış köprüleridir.

Okumaya devam et “Ülkeler arasındaki ticaret dünya barışının en büyük en güçlü güvencesidir”

Eğitimi zenginleştirerek düşük gelirliler gibi tüketmesini yüksek gelirliler gibi üretmesini öğrenmek

Geleceğin dünyasında bütün ülkelerin saygınlığı, bugünden eğitime yaptığı yatırımlardan kaynaklanacaktır. Gelecek kuşaklara bırakılacak en büyük miras, bütün ülkelerin ekonomik, siyasal ve kültürel zenginliklerine, yeni boyutlar kazandıran, öğrenmesini öğreten, kurumsallaşmış eğitim kuruluşlarıdır. Dünyanın eğitim sermayesini büyüten kuruluşlar, uzun dönemde ülkeler arasındaki, dostluk bağlarını güçlendirirler.

Okumaya devam et “Eğitimi zenginleştirerek düşük gelirliler gibi tüketmesini yüksek gelirliler gibi üretmesini öğrenmek”

İnsan kaynaklar ülkeleri uçuran rüzgar kanatlı atlardır

Yeni yüzyılda bütün ülkelerde, doğal kaynaklardan daha çok, insan kaynakları belirleyici ve sürükleyici güç olacaklardır. Petrol üreten ülkelerde olduğu gibi, insan kaynaklarının donanımsız ve yetersiz olduğu toplumlarda, doğal kaynakların zenginliği, ekonomiye yansımamaktadır. Değerlendirilme yolunda ekonomiye kazandırılmayan, ekonomik dolaşıma katılmayan kaynaklar, bir bir yok olup gitmektedirler.

Okumaya devam et “İnsan kaynaklar ülkeleri uçuran rüzgar kanatlı atlardır”

UZAKTAN EĞİTİMLE ÖĞRENMESİNİ ÖĞRENME ÖMÜR. BOYU DEVAM EDEN BİR SÜRECE DÖNÜŞMÜŞTÜR

Türk ve İslam dünyasının üstesinden gelemediği, üretim güçsüzlüğünü yenmenin, hiç değişmeyen iki altın kuralı vardır: Öğrenmek ve üretmek. Dünyanın hiçbir yerinde, öğrenmesini öğrenenler, üretim yoksulu olmazlar. Bunun için bütün ülkelerin, ekonomik ve kültürel üretimsizliğin, beslendiği kaynakları kurutmak gerekir. Hayatın her alanında, doğumdan ölüme, ömür boyu öğrenme ve kesintisiz üretme, büyük önem taşır.

Okumaya devam et “UZAKTAN EĞİTİMLE ÖĞRENMESİNİ ÖĞRENME ÖMÜR. BOYU DEVAM EDEN BİR SÜRECE DÖNÜŞMÜŞTÜR”

Derslerinde Nasrettin Hoca’dan fıkralar anlatmayan hocalar iyi eğitimciler olamazlar

İnsanlar ekonomi ve kültür alanındaki kitapları okurken, kuru bilgilerle doldurulmuş olanları değil, şiir dizeleriyle, özlü sözlerle, kısa fıkralarla zenginleştirilmişleri,daha çok severler. Bu yüzden öğrenme ve öğretmede, edebiyata dost olanlar, çok daha başarılı oldukları gibi, çok daha sevilirler.Derslerinde fıkra anlatmayı sevmeyen, şiirlerle düşüncelerini desteklemeyen,atasözlerinden yararlanmayan hocaları dinlemekten, öğrenciler hiç hoşlanmazlar.

Okumaya devam et “Derslerinde Nasrettin Hoca’dan fıkralar anlatmayan hocalar iyi eğitimciler olamazlar”

Sınırsız kare dünya için iyi olan her ülke için iyidir

Dünyanın ürün ve hizmet üretiminden değil, paradan para kazanmaya dayanan sanal finansal ekonomisinde büyük bir kriz yaşanıyor. Sınırların dış etkilere karşı koruyuculuğunu yitirdiği bir dünyada, Çin ekonomisinin öksürmesi, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, bütün ülkelerin ekonomilerini yatağa düşürmektedir. Dünyada yaşanan finansal krizler, ülkelerin ekonomik açıdan birbirlerine, ne kadar bağımlı olduğunu göstermektedir.

Okumaya devam et “Sınırsız kare dünya için iyi olan her ülke için iyidir”

Dünyada yoksulluk mesleksizlikten mesleksizlik eğitimsizlikten kaynaklanır

İster ürün, ister hizmet, ister bilgi olsun, üretmesini bilen toplumlar, hiçbir zaman yoksul düşmezler. Hangi alanda olursa olsun üretim, insanların ihtiyaçlarını karşılamak için yapılır. Dünyada hayatı kolaylaştırmak için üretim yapanlar, bütün insanlığın sevgisini kazanırlar. Bunun için Anadolu’da, insanların zorunlu ihtiyaçlarını karşılamada, yorulma bilmez bir gayretle çalışanlar, toplumun bütün kesimleri tarafından, sevgiyle karşılanırlar.

Okumaya devam et “Dünyada yoksulluk mesleksizlikten mesleksizlik eğitimsizlikten kaynaklanır”

Düz kare dünya üniforma değil forma giyenlerin dünyasıdır

İnsanlık tarihi boyunca, hiyerarşik kuruluşların başında ordular gelir. Tarihin her döneminde, orduların hiyerarşik yapıları, bütün kurum ve kuruluşların ana ve değişmez örnekleri olmuştur. Her hiyerarşik kuruluşta bir tepe noktası olur. Tabanı geniş olan hiyerarşik kuruluşta, yukarı doğru çıkıldıkça sayı azalır, tepe noktasında yalnızca bir yönetici vardır. Yukarıdan bakıldığında, geniş taban görülmez.

Okumaya devam et “Düz kare dünya üniforma değil forma giyenlerin dünyasıdır”

Ayşe Efe ile “iki dünyanın hesaplaşması”

kitabımızla ilgili ayrıntılı şiir tadında bir konuşma

“Sınırların önemini yitirdiği düzleşen dünyada medeniyetler değil edebiyatlar savaşıyor” diyen,”Yedi Güzel Aam”dan biri olan, Prof. Dr. Nazif Gürdoğan ile “İki Dünyanin Hesaplaşması” kitabı üstüne konuştuk.

Mavera Dergisini’nin “Yedi Güzel Adam” ından biri olan Gürdoğan, edebiyatı medeniyetle, medeniyeti edebiyatla bütünleştiren yazarlarımızın önde gelenlerindendir. Mavera, nerede bir yazarının adı geçerse, yedi yazarı birden akla gelen dergidir.Ve yedi güzel kurucusuyla, takım çalışmasının
edebiyat alanındaki, en güzel örneğini vermiştir.

Okumaya devam et “Ayşe Efe ile “iki dünyanın hesaplaşması””

Dünyadaki ekonomik yarışı yerin altındaki mezarı bile güzel yapmayı özendiren kültürler kazanacaktır

Türkiye’nin dünyaya açılan kuruluşları, bütün ülkelerin küreselleşen kuruluşlarıyla, üretimde yarışmak için, ekonomik ve kültürel yapılarında, köklü yenilikler yapmak zorundadırlar. Dünyada ekonomik ve kültürel alanda, yarışı kazanan kuruluşlar, kaybedecek kuruluşlardan çok farklı olacaklardır. Ulaşım dünyasındaki gelişmelerle, ortaya çıkan yeni kültür, yeni ekonomi bütün kuruluşları derinden sarsmaktadır.

Okumaya devam et “Dünyadaki ekonomik yarışı yerin altındaki mezarı bile güzel yapmayı özendiren kültürler kazanacaktır”

Savaş ülkelerini barış ülkelerine doğrulukta yarışan girişimciler dönüştürürler

Ülkelerin ürün, hizmet ve bilgi üretme güçsüzlüğünün üstesinden gelmede ve yoksulluğun kapalı yapısın kırmada, üreten el olmasını bilen girişimciler, her dönemde sürükleyici bir işlev yüklenirler. Bu yüzden ekonomik gelişmede ve kültürel zenginleşmede, girişimci insan sermayesi, finansal sermayeden daha önce gelir. Çünkü finansal sermaye risk almasını, yenilik yapmasını bilen girişimcilerle, ürünlere ve hizmetlere dönüşür.

Okumaya devam et “Savaş ülkelerini barış ülkelerine doğrulukta yarışan girişimciler dönüştürürler”

Gece görülmeyen rüyaları gündüz görenler dokuz noktanın dışına çıkmasını bilirler

İletişim teknolojisindeki gelişmeler, bütün kuruluşları, dünyadaki değişmelere ayak uydurmak için, yeniden yapılanmaya zorluyor. Sürekli yenilenen dijital dünyadan, yararlanmayan kuruluşların, sınırların dışına çıkmaları ve dünyadaki dönüşümlerin, özneleri olmaları mümkün değildir. Dijitalleşmeyen kuruluşlar çok boyutlu iletişim ağlarının oluşturduğu, küresel pazarların sunduğu, sınırsız fırsatları yakalayamazlar.

Okumaya devam et “Gece görülmeyen rüyaları gündüz görenler dokuz noktanın dışına çıkmasını bilirler”

Dünyada yoksullar gibi yaşamak bir erdemdir ancak yoksulluk bir erdem değildir

Bir toplumun üretim gücünün büyütülmesi, kimseye haksızlık yapılmadan, üretilen bilgilerin, ürünlerin ve hizmetlerin paylaşılması, bütün ülkelerin ana sorunudur. Toplumların üretim gücünü büyütme ve üretimi paylaşma yöntemleri, yüzyıllar içinde büyük değişiklikler göstermiştir. Ancak kaynakları değerlendirme ve ihtiyaçları karşılama sorunları, başlangıçtan beri vardır, var olmaya devam edeceklerdir.

Okumaya devam et “Dünyada yoksullar gibi yaşamak bir erdemdir ancak yoksulluk bir erdem değildir”

Eğitim düşünürlerin düşüncelerini öğrenmekten önce düşünürler gibi düşünmesini öğrenmektir

Hayatın odak noktasına, eğitim kuruluşlarının yerleştirilmesi gerekir. Eğitim ömür boyu devam eden kesintisiz bir süreçtir. Sürekli eğitimde insanlar, öğretirken öğrenirler, öğrenirken öğretirler. Yılın her günü hem öğretmenler, hem de öğrenciler günü olmalıdır. Öğretmenler olmadan öğrenciler, öğrenciler olmadan öğretmenler olmaz. Öğretmenler ve öğrenciler eğitim dünyasında bir bütünün birbirinden ayrılmaz iki yarısıdır.Eğitimde amaç düşünceleri öğrenmekten daha çok düşünmeyi öğrenmektir.

Okumaya devam et “Eğitim düşünürlerin düşüncelerini öğrenmekten önce düşünürler gibi düşünmesini öğrenmektir”

Kültür dünyası dostlukta sınır tanımayan aydınların elinde yeni açılımlar kazanır

Politikanın hayatı yoğurduğu bir dünyada, kültürle yoğrulan bir hayatın, yolunu açmak için, her alanda ulusların üstünde, küresel bir yardımlaşma ve dayanışmaya ihtiyaç vardır. Bütün boyutlarıyla hayatın yaşanır kılınmasında kültür, politikadan çok daha geniş ve çok daha etkili bir alana sahiptir. Kültürler dostlukta sınır tanımayanların, ellerinde büyük bir derinlik, büyük bir zenginlik kazanırlar.

Okumaya devam et “Kültür dünyası dostlukta sınır tanımayan aydınların elinde yeni açılımlar kazanır”

Dünyayı dönüştüren zirve düşünürlerin büyük şairlerin yolu kalabalıkların yolu değildir

Sağlıklı bir toplumda büyük şairler, düşünce ve eylemleriyle, yönetenler ile yönetilenler arasında, uyum ve düzeni sağlayan aydınların başında gelirler. Şairler sınır tanımayan vizyonlarıyla, toplumların geçmişlerinde geleceklerini, gelecekte geçmişlerini görürler. Onların şiirleri kökleri geçmişte, dalları gelecekte olan ağaçların, tazeliğini hiç yitirmeyen meyvalardır. Onlar güzellikleri özendiren, çirkinliklerini önleyen şiirleriyle, bütün insanlığın ortak aklının sesi olurlar.

Okumaya devam et “Dünyayı dönüştüren zirve düşünürlerin büyük şairlerin yolu kalabalıkların yolu değildir”

Bin cümle okumayanlar bir cümle yazamazlar

Yazarlar yazmayı sevdikleri kadar, okumayı da severler. Her yazar yazdıklarını, kendilerinden önce yazan, yazarlara borçludur. Bir yazar bin okumadan bir yazamaz. Okumada başarılı olanlar, yazmada başarılı olurlar. Onlar bir kuyumcu duyarlılığıyla, bir kelime, bir cümle, bir sayfa ve bir kitap ararlar. Yazma sürecinde hem düşünce geliştirilir, hem de düşünce ödünç alınır. Edebiyatta etkilenmeyenler,okuyanları etkileyemezler.

Okumaya devam et “Bin cümle okumayanlar bir cümle yazamazlar”