Dünyanın en büyük petrol şirketlerinden olan Enron, Lehman Brothers gibi, Wall Street’in en parlak şirketlerinden biridir. Fortune dergisi, Enron”u altı yıl üst üste “Amerika”nın en yenilikci şirketi” olarak seçmiştir. Henry Kissınger ve James Baker gibi, uluslararası politikanın ünlü isimleri, Enron’a danışmanlık yapmışlardır. Amerika Eski Başkanı George W. Bush ve Enron’un yargılanarak hapse mahkum olan, Yönetim Kurulu Başkanı Ken Lay çok yakın dosttur.
Okumaya devam et “Güneşin hiç batmadığı gizliliğin olmadığı düz kare dünyada getirisi en büyük olan sermaye dürüstlüktür”Ay: Mayıs 2021
Öğrenme kesintisiz bir süreçtir yeri yaşı zamanı yoktur
Dünyanın her ülkesinde en büyük, en başarılı üniversitelerin başında, kültürlerin oluşturduğu açık üniversiteler gelir. Bunun için insanlar, birbirlerinden öğrenmek, birbirlerine öğretmek için, bir arada yaşarlar. İnsanlar tek başlarına, varlıklarını sürdürmezler. Öğrenme evden başlayan, ömür boyu devam eden bir süreçtir. Öğrenmesini öğrenmeyenler, kendileriyle birlikte, çevrelerini de yoksullaştırırlar. Ekonomik, siyasal ve kültürel bütün sorunlar eğitimsizlikten kaynaklanır.
Okumaya devam et “Öğrenme kesintisiz bir süreçtir yeri yaşı zamanı yoktur”İslam dünyaya muharebeyle değil mudarebeyle yayılmıştır
Dünyanın her yanında, ortaklık kültürü zengin olan toplumların, ürün, hizmet ve bilgi üretme güçleri büyük olmuştur.Ortaklık yapmasını bilenler, hayatın her alanında yardımlaşmasını, dayanışmasını ve paylaşmasını bilirler. Onlar ellerindeki sınırlı kaynakları değerlendirmesini bildikleri için, hiçbir zaman yoksul düşmezler. Bütün ülkelerde ortaklık şemsiyesi altında bir araya gelen herkes, üretim gücüne derinlik kazandırarak, el açan değil, el açılan olur.
Okumaya devam et “İslam dünyaya muharebeyle değil mudarebeyle yayılmıştır”İnsanlar birbirleriyle konuşa konuşa öğrenmesini öğrenirler
Konuşmalarda bilgi ve bilgelik alışverişi, doruk noktasına ulaşır. Konuşma edebiyatçılar arasındaki, düşünce alışverişlerinin yazıya dökülmesidir. Edebiyatçılarla konuşmalar, ilk elden bilgi verdikleri için, her zaman çok sevilirler. Konuşmalarda bütün birikimler yansıtılır. Bu yüzden, konuşmaların okuma ve yazma gibi, insanı dört bir yanından kuşatan, gizemli bir yanı vardır. Kültür ve sanat dergilerinde önce konuşmalar okunur.
Okumaya devam et “İnsanlar birbirleriyle konuşa konuşa öğrenmesini öğrenirler”Yunus gibi her gün yeniden doğarak sürekli yenilenen girişimcilerden kimse usanmaz
Ekonomide devletin ağırlıklı olduğu ülkelerde, devlet kuruluşlarında çalışanlara, kendi işlerini kurmaya çalışanlardan daha çok önem verilir. Üretim güçsüzlüğü çeken toplumlarda, kamu kuruluşlarının üretimdeki yerleri, özel kuruluşların yerlerinden çok daha büyüktür. Toplumun bütün kesimleri, devletin topluma hizmet etmesinden daha çok, toplumun devlete hizmet etmesini isterler. Bu yüzden devletin yönetimden daha çok, üretime önem verdiği toplumlarda, girişimcilik kültürü zenginleşmez.
Okumaya devam et “Yunus gibi her gün yeniden doğarak sürekli yenilenen girişimcilerden kimse usanmaz”Seküler batı kültürüyle kutsal kültürün hesaplaşması sert güç alanlarından esnek güç alanlarına kaymıştır
Yirmi birinci yüzyılda, Atina ve Roma’ya dayanan Seküler Batı kültürüyle, Mekke’ye ve Kudüs’e dayanan Kutsal kültürünün hesaplaşması, birbiriyle savaşmaktan daha çok, ekonomik ve kültürel alanda, birbiriyle yarışmaya dönüşerek devam etmektedir. Yarışma ülkelerin sert güçleriyle savaş cephelerinde değil, esnek güçleriyle üniversitelerde, hastanelerde ve pazarlarda yapılıyor.
Okumaya devam et “Seküler batı kültürüyle kutsal kültürün hesaplaşması sert güç alanlarından esnek güç alanlarına kaymıştır”Doğu’suz batı olmaz diyen kare dünyada ya doğu ya batı yoktur hem doğu hem batı vardır
Toplumların kültürel dokusunda, iz bırakan dönüşümlerin öncülüğünü, sözün gücünü bilenlerin çevresinde odaklanan düşünce akımları yaparlar. Hayatı dönüştüren düşüncenin tohumları, onların elinde meyva veren ağaçlara dönüşürler. Sözün ustalarının elinde tohumlar ağaç, ağaçlar orman olurlar. Bütün boyutlarıyla dar bir çevrede, tartışılarak benimsenmeyen düşünceler, toplumlar tarafından benimsenmezler.
Okumaya devam et “Doğu’suz batı olmaz diyen kare dünyada ya doğu ya batı yoktur hem doğu hem batı vardır”Sevgili ali osman öncel ile “iki dünyanin hesaplaşmasi” kitabimiz üzerine uzun söyleşimiz
İki Dünya’nın Hesaplaşması’nda Necip Fazıl’dan Sezai Karakoç’a, Nuri Pakdil’den Erdem Beyazıt’a kadar Türk Edebiyatı’nın önde gelen isimleriyle ilgili yazılarınız var. Niçin edebiyat önemli, edebiyat ile medeniyet arasında nasıl bir bağ vardır?
Okumaya devam et “Sevgili ali osman öncel ile “iki dünyanin hesaplaşmasi” kitabimiz üzerine uzun söyleşimiz”Ekonomik ve kültürel girişimcilik dünyasında risk rızkın ikiz kardeşidir
Girişimciler dünyaya en geniş açıdan bakan vizyonları, geçmişten geleceğe uzanan misyonları, ekonominin bütün alanlarını dönüştüren kuruluşlarıyla, kendi ülkeleriyle birlikte, bütün ülkeleri dönüştürmenin, yolunu gösteren kutup yıldızlarıdır. Ürün, hizmet ve bilgi üretmenin, büyük bir hız ve yoğunluk kazandığı dünyanın, yeni akıncıları girişimcilerdir. Onlar gönüllerini kazanmayı bildikleri insan kaynaklarıyla, bilinen doğal kaynaklardan, bilinmeyen ürünler ortaya çıkarırlar.
Okumaya devam et “Ekonomik ve kültürel girişimcilik dünyasında risk rızkın ikiz kardeşidir”Kare dünyanın yeni simyacıları Alperen girişimciler olacaktır
Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar alperen girişimciler, ekonomik, siyasal ve kültürel hayata canlılık kazandırırlar. Onlar yeraltı ve yerüstü kaynaklarını ürünlere dönüştürerek, toplumların üretim güçlerini büyütürler. Dünyada yoksulluk kaynak yokluğundan önce, girişimci yokluğundan kaynaklanır. Yoksulluğun üstesinden gelmede önemli olan, finansal kaynak zenginliği değil, alperen girişimci zenginliğidir. Onlar gecede gündüzü, meyvada ağacı, toprakta altını gören, yeni simyacılardır.
Okumaya devam et “Kare dünyanın yeni simyacıları Alperen girişimciler olacaktır”Yeni yüzyılda dünya barışının güvencesi otokratik yönetimlerden önce demokratik yönetimler olacaktır
Avrupa’daki ve Amerika’daki saldırgan metafizik düşmanlığının, bütün dünyaya ödettiği en büyük fatura, dinle dünyayı birbirinden kesin sınırlarla ayırması olmuştur. Din ve dünya arasında aşılması zor tehlikeli mayınlar döşenmesi, Batı’da sekülerliği bir dünya dinine dönüştürmüştür. Ekonomik, siyasal ve kültürel hayat, kutsal değerlerden bütünüyle arındırılarak, fizik dünya metafizik dünyadan koparılmıştır. İki dünya arasındaki iletişim ve etkileşim kanalları baştan sona dinamitlenmiştir. Bu yüzden bütün dünyada, yeniden dinlere dönmenin sancıları yaşanmaktadır.
Okumaya devam et “Yeni yüzyılda dünya barışının güvencesi otokratik yönetimlerden önce demokratik yönetimler olacaktır”Türklerin barış şehiri Kudüs’ü Amerika ve İsrail Avrupa ülkelerini peşlerine takarak savaş şehirine dönüştürdüler
İnsanlığın atalarının yitirdiği Cenneti dünyada bulmaları, seküler kültürün gökdelen ormanı şehirlerinden daha çok, kutsal kültürün insanlığın tarihiyle yaşıt kutlu şehirlerine önem vermelerine bağlıdır. İnsanlar seçilmiş ve seçilmemiş krallardan oluşan, ”Beş ülke” yöneticinin, bir “Savaş Cehennemi”ne dönüştürdüğü dünyayı, bir “Barış Cenneti”ne dönüştürmeyi, ülkelerin ellerinde silah taşıyan ordularından değil, kutsal kültürün ellerinde gül taşıyan gönül önderlerinden bekliyor. Dünyanın her yerinde barışın, en önemli güvencesi Mevlana gibi, Yunus gibi büyük gönül fatihleri olmuştur.
Okumaya devam et “Türklerin barış şehiri Kudüs’ü Amerika ve İsrail Avrupa ülkelerini peşlerine takarak savaş şehirine dönüştürdüler”Dünyanın özlemini çektiği barış Batı’nın bilgilerinden daha çok Doğu’nun bilgelikleriyle inşa edilecektir
Türkiye’de Tanzimat’tan, Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e, Paris’teki gelişmelere ayak uydurmak için, İstanbul’dan uzaklaşmanın tartışıldığı bir dönemde, edebiyatı medeniyet için bilenler, Anadolu insanının sesi ve sözcüsü olmuşlar. Onlar açıklık içinde yeniden yapılanmanın hareket noktası olarak, Batı’nın bilgilerinden ve bilgeliklerinden önce, Doğu’nun bilgilerini ve bilgeliklerini almışlar. Bin yıllık Anadolu tarihine yaslanarak, Türk tarihindeki ana akışı kavramak için, dünya düşünce tarihini eleştirel bir gözle yorumlamışlar.
Okumaya devam et “Dünyanın özlemini çektiği barış Batı’nın bilgilerinden daha çok Doğu’nun bilgelikleriyle inşa edilecektir”Amerika dünyanın İsrail Ortadoğu’nun muhtarı olursa bütün ülkeler barışı rüyalarında bile göremezler
Ortadoğu bin yıldan bu yana, onlarca farklı din, mezhep ve etnik kökenden insanlara kapılarını açmış, yerin altı kadar yerin üstü de, zengin olan bir coğrafyadır. Peygamberler ülkesi Ortadoğu, son yıllarda Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler arasındaki yıkıcı iktidar çatışmalarının ağırlık merkezi olmuştur.İnsanlık tarihinin bütün peygamberlerinden kalıcı izler taşıyan, “İbrahim Milleti”nin başşehiri Kudüs, yalnızca Ortadoğu’nun değil, Doğu’dan Batı’ya dünyanın, ortak hazinesi ve ortak aklıdır.
Okumaya devam et “Amerika dünyanın İsrail Ortadoğu’nun muhtarı olursa bütün ülkeler barışı rüyalarında bile göremezler”Güzel insanların hem düşünceleri hem eylemleri hem dostları hem düşmanları güzel olur
İnsanlık tarihinde yüzyılların içinde oluşan sınırsız zenginliklerin, düşünce ve eylem hazinelerini, toplumun bütün kesimleriyle paylaşmak için, Necip Fazıl gibi güzel insanlar, edebiyatın her alanında, kalıcı izler bırakan güzel eserler vermişlerdir. Onlar gerçeğin edebiyatının güzel, güzelin edebiyatını gerçek olduğunu, düşünceleriyle ve eylemleriyle bütün dünyaya göstermişlerdir. Ve gerçeğin edebiyatını aramışlar, gerçek edebiyatın mimarı olmuşlar.
Okumaya devam et “Güzel insanların hem düşünceleri hem eylemleri hem dostları hem düşmanları güzel olur”Müslüman ve Hristiyan dünyanın savaşı olan birinci dünya savaşı bitmemiştir bütün hızıyla devam etmektedir
Türkiye’de Birinci Dünya Savaşı sonrası, Necip Fazıl liselerde Arapca ve Farsca yerine, Yunan’ca ve Latin’ce öğretilmesinin tartışıldığı yıllarda, Türkiye’nin yerinin “Büyük Batı”dan önce, “Büyük Doğu”da olduğunu sürekli vurgulamıştır. O “Büyük Doğu”nun mimarı olarak,Mevlana’nın, Yunus’un ve Hacı Bayram’ın düşünceleriyle, eylemleriyle yoğurulan, her gün yeniden doğan, her gün yeni sözler söyleyen, yalın yaşamasını ve derin düşünmesini bilen Anadolu insanını görmüştür.
Okumaya devam et “Müslüman ve Hristiyan dünyanın savaşı olan birinci dünya savaşı bitmemiştir bütün hızıyla devam etmektedir”Bayram gününde dünya Gazze’yi anlamıyor Gazze dünyanın Gazze’yi anlamasını beklemiyor
İsrail dört bir yanından kuşatılmış, bedenlerinden başka silahları olmayan Gazzelilere gökyüzünden, bomba yağdırıyor, Doğu Kudüs’ü yakıp yıkıyor, Aksa Mescidini işgal ediyor. Bir tarafta silahları ellerindeki taşlar olan siviller, bir tarafta da en yeni silahlarla donatılmış askerler. Böylesine orantısız silahlara sahip güçler arasındaki çatışma, bir savaş değil, bir topyekün öldürmedir, bir büyük cinayettir, dehşet verici bir soykırımdır.
Okumaya devam et “Bayram gününde dünya Gazze’yi anlamıyor Gazze dünyanın Gazze’yi anlamasını beklemiyor”Kutsal kültürün meşalesini elden ele küresel şehirin bütün mahallerine taşımak
Düşünceyle eylem arasında ayrım gözetmeden, ikisinden birine öncelik vermeden, uyum ve denge içinde tutmada, Necip Fazıl edebiyatı geçmişten geleceğe elden ele taşınan, aydınlatıcı bir meşale olarak görmüştür. Onun için edebiyatın görevi, gerçeği aramaktır, bulmaktır ve olmaktır. Edebiyatçılar gerçeği arama yolunda, ne kadar başarılı olurlarsa, bütün insanlığı aydınlatan meşaleye, o kadar aydınlatma gücü kazandırırlar.
Okumaya devam et “Kutsal kültürün meşalesini elden ele küresel şehirin bütün mahallerine taşımak”Nazizm’in Faşizm’in Komünizm’in Kapitalizm’in anavatanı Avrupa’nın dünyaya yaptığı en son kötülük Siyonizm’dir
Dünyada ülkelerin iç ve dış politikadaki ağırlıkları, önemli bir nüfus ve üretim gücüne sahip olmalarından kaynaklanır. Bunun için, ülkelerin büyük şehirleri, ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın ana dinamiğini oluştururlar. Şehirler ülkelerin hem ekonomik zenginliklerinin, hem kültürel derinliklerinin, en somut göstergeleridir. Büyük şehirleri olmayan ülkelerin, büyük ekonomik ve kültürel güçleri, dünya politikasında ağırlıkları olmaz.
Okumaya devam et “Nazizm’in Faşizm’in Komünizm’in Kapitalizm’in anavatanı Avrupa’nın dünyaya yaptığı en son kötülük Siyonizm’dir”Her yıl gelen ramazan ayı bir gecedir o gece altın bir gecedir
İslam dünyasını seküler dünyadan ayıran, özellklerin başında Ramazan ayı gelir. Ramazan ayında gökyüzünün kapıları, inananlara sonuna kadar açılır. Oruç tutanlar arasında çatışma değil, yardımlaşma vardır. Japonya’dan Arjantin’e kadar, dünyanın neresinde olursa olsunlar, oruç tutanlar birbirlerini tanırlar. Onlar günde üç öğün yemeği, iki öğüne indirerek, yılda bir ay da olsa, basit ve yalın yaşamanın, evrensel bir örneğini verirler.
Okumaya devam et “Her yıl gelen ramazan ayı bir gecedir o gece altın bir gecedir”