Dünyanın geleceği, geçmişten çok farklı olacaktır. Dünya yeni yüzyılda, Amerika ve Avrupa dışında, Çin, Hint ve İslam dünyalarının yükselişini görecektir. Geçen yüzyıla Batı dünyası, damgasını vurmuştur, gelen yüzyıla ise, Doğu dünyası damgasını vuracaktır. Yeni yüzyılda Batı’nın bilim kültürü ağırlığını yitirirken, Doğu’nun kutsal kültürü ağırlık kazanacaktır. Düzleşen kare dünyanın insanı, hem Yunus’u hem Sinan’ı sevecektir. Ve Yunus gibi tüketecektir, Sinan gibi üretecektir.
Yirmi birinci yüzyılın güçlü ülkeleri, Batı dünyasının bilgi birikiminden daha çok, Doğu dünyasının bilgelik birikiminden yararlanacaktır. Ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın ağırlık noktasını, Batı’nın bilimsel değerleri değil, Doğu’nun kültürel değerleri oluşturacaktır. Yirminci yüzyılda Batı dünyası zenginleşirken, Doğu dünyası yoksullaşmıştır. Batı ülkeleri zenginliklerini, Doğu ülkeleriyle paylaşmazlarsa, yoksullaştırdığı ülkeler tarafından paylaşılacaklardır.
Doğu ile Batı arasında, bir sarkaç gibi gidip gelen dünyanın geleceği, ya Yunus ya da Sinan olmakta değil, hem Yunus hem Sinan olmaktadır. Bütün dünya kurtuluşu Washington ya da Pekin’den önce Kudüs’te aramalıdır. Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra, dünyanın dengesi sarsılmıştır. Amerika dünyanın en yıkıcı gücü haline gelmiştir. Amerika orantısız gücüyle savaşların, gösteriş tüketimiyle de krizlerin baş sorumlusu olmuştur.
Batı ülkeleri dünyanın, doğal kaynaklarını ellerinde tutabilmek için, yıllarca dünyadaki dayatmacı yönetimlerin en büyük destekçileri olmuşlardır. Onların yönettiği dünyada, Batı sanatın değerinden, Doğu bilimin gücünden yoksun kalmıştır. Doğu ile Batı arasına, aşılmaz Berlin Duvarları, inşa edilmiştir. Batı dünyası kültürel, Doğu dünyası ekonomik zenginliklerini yitirerek, ikisi de büyük ölçüde yoksullaşmışlardır.
Batı zenginlikte, Doğu yoksullukta sınırları aşmıştır. Sınırları aşmanın yol açtığı savaşlar ve finansal krizler, bütün dünyayı büyük bir yangın alanına çevirmiştir. Nükleer bir kıvılcım dünyayı bir ateş topuna dönüştürür. Yüzen ordularıyla bütün okyanuslara el atan, demokrasi misyoneri Amerika, Ortadoğu’nun demokrasiden uzak, yönetim ve yöneticilerini destekleyerek, bütün dünyaya en büyük kötülüğü yapmaktadır. Batı dünyası kendisine demokrattır.
Döviz kurları ve borsa endeksleriyle beslenen, seküler kültür havarisi Batı dünyası, reel ekonomiyle bağlarını kopararak, reel ekonomini on katı bir sanal bir ekonomiyle, sesten hızlı giden bir uçak gibi, yere çakılacağı günü beklemektedir.
Geleceğin barış dünyasının, seküler, tek dünyalı Batı kültürüyle, inşa edilmesi mümkün değildir.
Dünyayı seküler kültürün ışığından önce, iki dünyalı kutsal kültürün ışığı aydınlatacaktır.
Kutsal kültürden uzaklaşan dünya, Allah’tan, topraktan ve insanlıktan uzaklaşmıştır.