Kutsal değerlerden bütünüyle arındırılmış ekonomik yapıların, ülkelerin üretim güçlerini büyütmesi, toplumun değişik kesimleri arasındaki gelir dengesizliklerini gidermesi mümkün değildir. Dünyanın hiçbir ülkesinde, kutsalın güneşi seküler balçıkla sıvanmaz. Bu yüzden Nurettin Topçu Fransızların, karşılaştıkları kültürel ve ekonomik krizleri, Paris’in Sorbon meydanındaki Auguste Comte’un büstünü kaldırıp, yerine Pascal’ın heykelini dikmediklerine bağlamaktadır.
Seküler kültürün değerlerinin bütün ülkelerde benimsendiği bir dünyada, yalnızca Paris’te değil, Washington, Berlin, Londra, Viyana, Madrit, Brüksel, Amsterdam, Stocholm, Moskova, Ankara, Pekin ve Tokyo başta olmak üzere, bütün ülkelerin başşehirleri, kutsal kültürün öncülerinin heykelleriyle donatılmalıdır. Ekonomik alan kutsal değerlerden arındırılırsa, dünyada ekonomik krizler birbirini izler. Hiçbir merkez bankasının para basma gücü, değer krizinin doğurduğu sorunların üstesinden gelmeye yetmez.
Dünyanın en büyük petrol şirketlerinden olan Enron, Wall Street’in en parlak şirketlerindendir. Yıllarca dünyanın en büyük kuruluşları arasında yer almıştır. Amerika’nın önde gelen devlet yöneticilerinin danışmanlık yaptığı kuruluş, üst üste birçok kere dünyanın, en yenilikçi kuruluşu olarak seçilmiş ve ödüller almıştır. Ancak ana değeri değersizlik olduğu için, dünyanın gözleri önünde yerle bir olmuştur. Çünkü fizik ve metafizik boyutlarıyla, hayata anlam kazandıran seküler kültürün değerleri değil, kutsal kültürün değerleridir.
Bethany McLean ve Peter Elkind “Gümüş Kurşun” isimli kitaplarında, Enron’un inanılmaz yükselişini ve önlenemez çöküşünü roman tadında, bütün ayrıntılarıyla anlatıyorlar. Enron’un borsa ve bilanço oyunlarıyla gösterdiği, sanal kazançların gerçek olmadığının ortaya çıkmasıyla, dünyada petrole dayalı ekonomilerde, büyük bir krizler yaşanmıştır. Enron’un güvenirliğini deneten, dünyanın önde gelen danışmanlık kuruluşlarından, Arthur Anderson bütün ülkelerde güvenirliğini yitirerek, kapanmak zorunda kalmıştır.
Amerika’nın önde gelen üniversitelerinden beslenen ve desteklenen küresel kuruluşların, geliştirdikleri karmaşık finansman teknikleriyle, büyüttükleri gerçek olmayan sanal kazançlar, Batı’dan Doğu’ya bütün dünyayı krizden krize sürüklüyor. Finansal krizlerde açıkça gözlendiği gibi, kuruluşları gururları, kibirleri ve doyma bilmez açgözlülükleri yıkıyor. Onlar kazanılmayan kazançlara dayanan, kağıt üzerindeki gelirleriyle, ekonomik ve kültürel hayatın vazgeçilmez temel değerlerini, ayaklar altına alarak değersizleştiriyorlar.
Dünyada sınırsız sanal kazançlar peşinde koşan gurur ve kibir anıtları, çokuluslu küresel kuruluşların çöküşü, kutsal kültürü hayatın bütün boyutlarından, hiçbir iz bırakmadan söküp atmaya çalışan, anavatanı Fransa olan seküler kültürün çöküşüdür. Yirmi birinci yüzyılda iki dünyanın aydınları, kutsal değerlerinden yola çıkarak, bütün ülkelerin dürüst kuruluşlarıyla, dünyanın ekonomik ve kültürel yapısını yeniden inşa edeceklerdir. Hiçbir alanda kültür ekonomiden, ekonomi kültürden ayrılmaz, her ikisi de insanla yaşıttır.
Dünyanın her ülkesinde, seküler ve kutsal kültürler savaşıyor.
Kutsal kültürün simgesi, tartarken doğru tartan terazidir.
Terazileri eğri olanların, ekonomileri doğru olmaz.