Dünyada kendini bilenlerle, kendini bilmeyenler arasında çatışma, insanlığın ilk yıllarından bugüne, kesintisiz devam etmektedir. Aslında bu çatışma, doğru ile yanlışın, güzel ile çirkinin, iyi ile kötünün, zaman zaman ateşli, zaman zaman ateşsiz silahlarla, dünya ölçeğinde sürdürdükleri bir savaştır. Ademoğulları arasındaki savaş, değişik silahlarla Kıyamete kadar devam edecektir. Dünyada hiçbir ülkenin, bu savaştan kaçması mümkün değildir. Dünya barışı için, her ülke gücü ölçüsünde, bu savaşa katılmak zorundadır.
Habil ile Kabil Ademoğulları arasındaki savaşın, evrensel simgeleridir. Habil doğruluğu, güzelliği ve iyiliği simgelerken, Kabil yanlışlığı, çirkinliği ve kötülüğü simgeler. İnsanlığın evrensel çatışmasında, haksızlık peşinde koşanlar kötülükleri, herkesin hakkına saygı gösterenler, iyilikleri büyütürler. Sağlıklı bir toplum inşa etmek için, iyilik peşinde koşanlar, kötülük peşinde koşanlardan daha çok olmalıdır. Toplumların canlılığı, iki kesim arasındaki çatışma ve yarışmadan kaynaklanır.
Dünyada demokratik yönetimler, insanlık tarihi boyunca devam eden, iyiliğin güçleriyle kötülüğün güçleri arasındaki, çatışma ve yarışmaya yeni, boyutlar kazandırmışlardır. Demokrasi deyince, herkesin aklına Atina gelir. Ancak Atina’da yalnızca özgür azınlığın seçme ve seçilme hakkı vardır. Toplumun büyük bir çoğunluğu, seçme ve seçilme hakkından yoksundur. Bugünkü anlamda, herkesin seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu, demokratik yönetimlerin tarihi, yüzyılı aşmaz,çok yenidir, çok kısadır.
Yönetimin tarihi, insanlığın ilk yıllarına kadar uzanırken, bugünkü anlamda demokrasinin tarihi yenidir. Geniş açıdan bakıldığında, yönetim sanatların en eskisi, bilimlerin en yenisidir. Dayatmacı yönetimlere karşı, demokratik yönetimlerin geliştirilmesi, iyilik peşinde koşanların, eline çok güçlü ve çok etkili olan oy silahını vermiştir. “Çoğunluk, kötülükte birleşmez” diyenler, demokratik yapı içinde, oylarıyla yönetimleri, zora başvurmadan değiştirirler. Demokrasi yönetilenlerin iyilik arayışlarını kolaylaştırır.
Dayatmacı yönetimler,dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, asla uzun ömürlü olmazlar. Silahla iktidara gelen yönetimler, silahla iktidardan uzaklaştırırlar. Demokrasi kültürünün zenginleştirilmesi,dünyadaki bütün ülkelerin ortak sorunudur. Bilinen yönetim teknikleri arasında demokrasi, kusurları en az olan yönetim yöntemidir. Habil’in yolundan gidenlerin sayısı arttıkça, demokrasinin kusurları azalır. Demokrasiler azınlığın ihtiyaçlarından önce, azınlığın haklarını gözeterek,çoğunluğun ihtiyaçlarını karşılamaya öncelik verirler.
İslam dünyasının sorunları, demokrasinin alanını daraltarak değil, genişletilerek çözülür. Demokrasilerde tehlikeli olan, sınırsız demokrasiden daha çok sınırsız devlettir. Çünkü, devletin gücünü sınırlamak, milletin gücünü sınırlamaktan çok daha zordur. Toplumlara en büyük zararı, ayrıcalıklı, dokunulmazlık kazanan kamu kesimleri verir. Dünyada her zaman, en az olan devlet olan devletler, en iyi devletler olmuşlardır. Devletlerin görevleri, ülkede ve dünyada güvenliği ve adaleti sağlamaktır.
Dünyanın her yerinde, ülkelerin yönetim sorunları, dayatmayla değil, demokrasiyle çözülür. Hastalanan bütün demokrasilerin tedavisi, her zaman daha çok, demokrasiyle yapılmıştır. Ülkelerde daha çok demokrasi, daha çok katılım ister, daha çok iyilikte yarış ister. Demokrasilerde iyilikte yarışanlar, uzun dönemde her zaman kazanırlar.
Necip Fazıl’ın dizeleriyle söylenirse: “Gerçek demokrasinin şöyledir tefsiri / Halk hakkın esiridir,devlet halkın esiri”.Hakkın yolunda olan demokrasilerde, kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. Ayrıcalık iyilikte yarışmayla kazanılır.
Demokrasilerde iyilikte yarışmak herkesin görevidir, sesiz insanların sesini,devletin ve milletin bütün kurumları ve kuruluşları duyar.
Daha çok demokrasi, daha az demokrasiden çok daha iyidir.
Ayrıcalıklı kesimlerin gücü, demokrasiyle sınırlandırılır.
Demokrasiler farklı kesimleri, ortak paydada birleştirir.
Ortak payda bütün insanlığın ortak aklıdır.
Ortak akıl, kötülükte birleşmez.
Sağduyu için yol birdir.