Küreselleşme, küyerelleşme, medeniyetler savaşı gibi, Tom Peters’ın “Mükemmeli Arayış” kitabında ele aldığı mükemmellik arayışı, dünyada en çok tartışılan konuların başında gelmektedir. Büyük dinlerin ortaya çıktığı, insanlığın dört bin yıllık tarihi, mükemmeli arayış tarihidir. İnsanlık tarihi boyunca, dünyada devletlerden daha çok, medeniyetler savaşmıştır. Mükemmeli arayışta, toplumların güçleri, edebiyatlarından ve medeniyetlerinden kaynaklanır. Mükemmeli arayış, silahlarla cephelerde yapılan savaş değil, üretilen ürün, hizmet ve bilgilerle pazarlarda yapılan bir yarıştır.
Mükemmeli arayış tarihinde, köklü dönüşümlerin yolunu, edebiyatla medeniyeti, medeniyetle edebiyatı, bütünleştirmesini bilen edebiyatçılar açmıştır. Mükemmeli arayışta, edebiyatlar ülkelerin en etkili ve en güçlü silahlarıdır. Dünya edebiyatının mükemmellikte, sınır tanımayan kutup yıldızları, edebiyatı medeniyetten, medeniyeti edebiyattan ayırmamışlardır. Tarihin bütün dönemlerinde, mükemmel toplumların, medeniyetler görünen, edebiyatlar görünmeyen yüzleri yansıtmışlardır.
Edebiyatları medeniyetlerin aynaları olarak görenlerin, görünen dünyayla görünmeyen dünya arasındaki, sınırları kaldıranların dünyasında, mükemmeli arayış yolculuğu, beşikten mezara kadar, kesintisiz devam eden bir süreçtir. Medeniyetlerden önce edebiyatların savaştığı, düzleşen kare dünyada, edebiyat ve medeniyet, mükemmeli aramak ve mükemmellik yolunda olmaktır. Mükemmelliği arayanlar arkalarında, izlenmesi gereken kalıcı izler bırakırlar.
Edebiyat ve medeniyette mükemmelliği aramak, mükemmel olmak, dünya ölçeğinde uzun ve büyük bir yolculuğa çıkmaktır. Mükemmelliğin yolunda olanlar, mükemmelliği arayanların kılavuzları olurlar. Mükemmeli arayanlar, denizleri arayan ırmaklar gibi, yollarına çıkan engelleri aşmasını bilirler. İnsanlık tarihi boyunca mükemmelliğe ulaşanlar, risk almasını bilenler olmuştur. Bu yüzden, tarihin her döneminde, mükemmelliğin yolu, hiçbir zaman kalabalıkların yolu olmamıştır.
Bütün zorluklara göğüs gererek, mükemmelliği arayanlar, kalabalıkları peşlerinden sürüklemesini bilmişlerdir. Mükemmellik yolunda olanlar, yorulmadıkları gibi, canlılıklarını da yitirmezler. Onların gelen günleri, geçen günlerinden çok daha coşkulu, çok daha mükemmel olmuştur. Onlar ekonomik, siyasal ve kültürel, hayatın her alanında, medeniyet biziz, edebiyat bizdedir, edebiyat biziz, medeniyet bizdedir, diyerek edebiyatı medeniyetten ayırmamışlardır.
Mükemmeli arayanlar, sürekli hareket halinde olmanın verdiği güçle, iç dünyalarının derinliklerini, dış dünyalarının zenginliklerine yansıtmışlardır. İki dünyada mükemmelliği arayanların gücü, başlarındaki akıllarıyla dış dünyayı, gönüllerindeki akıllarıyla iç dünyayı, mükemmelleştirmeyi bilmelerinden kaynaklanmaktadır. Türklerin akıl gücünün simgesi Ahmet Sultan’ın Sultanahmet’i, gönül gücünün simgesi de, Süleyman Çelebi’nin Mevlid’idir.
Mükemmel olanlar, mükemmellerin yollarını izlerler. Mü- kemmellerin yolu, engelleri aşmasını bilenlerin yoludur.
Mükemmelliği bulanlar, mükemmellik yolunda olanlardır. Arayanlar bulurlar, bulanlar olurlar.
Yolda olanlar, yol açmasını bilenler, mükemmeli aramasını, mükemmel olmasını bilirler.