Yönetenleriyle yönetilenleriyle sürekli sorgulanmayan sınırsız bir dünyada savaşların önüne hiçbir güç geçemez

Dünü araştırmak ve derinleştirmek, bugünü değerlendirmek ve genişletmek, yarını planlamak ve aydınlatmak, aydınlar tarafından sağlıklı bir sorgulama ortamının oluşturulmasına bağlıdır. Sorgulama yapmasını bilenler, başarısızlıkların sorumluluğunu, düşmanlarına yüklemezler. Sorgulama kalem gibi, iki uçludur. Sorgulanmayan düşünceler, hiçbir zaman eyleme dönüşmezler.


Sorgulama yapmasını bilen toplumlarda, binbir düşünce gelişir, binbir düşünce yarışır, binbir eylem yapılır. Sorgulama hem düşünceyi, hem de eylemi kanatlandırır. Sorgulamada olumsuzluklar kadar, olumluluklar da ortaya dökülür, enine boyuna tartışılır. İnsanlar karşı karşıya oldukları sorunların, kaynağındaki sorumluları ararken, başkalarından önce dönüp kendilerine bakarlar. Bu yüzden sorgulama, kimsenin incitilmediği, sütten beyaz, baldan tatlı bir süreçtir.

Bal yapması nasıl arının ödülü ise, insanın sorgulanmasının, ödülü de özgünlüktür. Sorgulama sınırlarının, genişletilmesine paralel olarak, özgünlük alanı genişler ve büyük bir canlılık kazanır. Özgünlüğün özendirildiği her toplumda, binbir düşünce doğar, binbir eylem yapılır. Sorgulamayla gelen özgünlüğün gücü, herkesin aynı resme bakıp, farklı yüzler görmesinden kaynaklanır. Sorgulamada bir resimde, binbir resim görülür.

Toplumlarda sorgulamaya verilen önem, özgünlüğe verilen önemdir. Sorgulamanın olmadığı toplumlarda, özgürlük olmadığı gibi, özgünlük de olmaz. Yönetenler özeleştiri yapmazlarsa, yönetilenler hiçbir zaman kendilerinde, eleştiri yapacak gücü bulamazlar. Demokratik toplumlarda, sorgulama yönetim piramidinin, tepesinden aşağıya, tabanından da yukarıya doğru yapılır. Sorgulamayla olumluluklar özendirilir, olumsuzluklar önlenir.

Farabi’’nin “Erdemli Devlet” kitabında vurguladığı gibi: “Bilgelik yöneticilerin vazgeçilmez özelliklerinden biri olmazsa, devletler yöneticisiz kalır.” Yöneticiler için bilgelik gibi, sorgulayıcılık da ana özelliklerin başında gelir. İster kamu, ister özel, isterse gönüllü kurum ya da kuruluş olsun, yöneticiler sorgulamada yetersiz kalırlarsa, yönetilenler bütün kusurların kaynağını, kendilerinden önce başkalarında aramaya başlarlar.

İnsanlığın yanlışta birleşmeyen ortak aklı, sorgulamayla yeni açılımlar kazanır. Ortak akıl için yol birdir. Dünyada hiçbir ülkede ortak akıl yanlışta birleşmez. Bunun için, ortak akıldan beslenmeyen kültürler, uzun ömürlü olmazlar. Dünyanın her ülkesinde ortak akıl, sorgulama kültürüyle zenginleşir. Sorgulama kültürünü zenginleştirmeyen toplumlar, ürün, hizmet ve bilgi üretim güçlerini büyütemezler. Kendilerinde dünyanın ortak aklına, katkıda bulunacak gücü bulamazlar.

Gece ve gündüz farkının ortadan kalktığı bir dünyada, toplumlar gece karanlığını, gündüzün aydınlığına dönüştürmek zorundadırlar. Güneş altında kimse kusurlarını gizleyemez. Yönetenler yönetilenlerden, yönetilenler yönetenlerden sorumludur.

Sürekli sorgulanmayan bir dünyada ekonomik, siyasal ve kültürel hayat yaşanır olmaktan çıkar. Dünyada kusursuzluğun yolu, sorgulama yapmasını bilenlerle açılır.

Bütün dünya için sorgulama zamanıdır. Kusursuzluğu arayanlar, sorgulanmaktan ve sorgulamaktan korkmazlar.