İnsanların iç dünyalarının güzelliği, dış dünyalarından belli olur. İç dünyalarını güzelleştiremeyenlerin, dış dünyalarını güzelleştirmeleri mümkün değildir. Bu yüzden, iç dünyanın güzelleştirilmesi, dış dünyanın güzelleştirilmesinden, her zaman daha önemli olmuştur. Bütün insanlığın geleceğini ilgilendiren, güzellikle silahlanmak, bütün dünyanın sorunudur. Güzelliği bulanlar, güzellik yolunda olanlardır.
Anadolu insanının kültüründe, iç ve dış dünyayı güzelleştirmenin yolu, Anadolu erenlerinin yoludur. Onların yolunda, iç ve dış boyutlarıyla, hayat ne kadar yalınlaştırılırsa, o kadar güzelleştirilir. Onları izleyenler, hayatı yalınlaştırarak güzelleştirirler, güzelleştirerek yalınlaştırırlar. Anadolu’nun ellerinde gül taşıyan erenleri, hayatın her alanında güzellikte yarıştıkları, herkesi güzel bildikleri için, onlarla birlikte herkes güzel olmuştur.
Güzellik hazinelerinin anahtarları, yürüdükleri yollarda gül açan, Anadolu erenlerine verilmiştir. Onlar binaları olmayan bir üniversiteye, kitapları raflarda görülmeyen bir kütüphaneye, yazı tahtası ve tebeşiri bulunmayan bir sınıfa benzerler. Onların oluşturduğu çekim alanında, insanlar ya öğreten olurlar, ya da öğrenen olurlar. Onların iç dünyalarında olduğu kadar, dış dünyalarında da güzel olmayan, hiçbir düşünce ve eyleme yer yoktur.
Vatanlarını yanlarında taşıyan, Anadolu erenlerinin bilgi ve bilgelik dünyalarında, hayatı kolaylaştırmada ne aranılıyorsa, aranılan güzellikte bulunur. Dünyanın her yerinde ülkelerin üretici güçleri, güzellikte yarışan insanlara dayanır. Her ülke güzellikte yarışan, kurum ve kuruluşları kadar güçlüdür. Güzellik kuruluşların dünyasında, ne kadar geniş yer tutarsa, üretici güçleri de o kadar büyük olur. Güzellik ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın can suyudur.
Anadolu insanının kültüründe, güzellik için her şeye katlananlar, güzellik her şeydir diyenlerdir. Güzellikten toplumların bütün kesimleri yararlanır, hiçbir kesim zarar görmez. Ancak güzelliği insanlar, dış dünyalarından önce iç dünyalarında aramalıdırlar. İki dünyalarında da insanlar, güzellik ararlarsa güzellik, çirkinlik ararlarsa çirkinlik bulurlar. Güzeller güzelini bulanlar, her gün güzel olmasını bilenlerdir.
İnsanlığın kutup yıldızları, yüzyılların içinden süzüle süzüle gelen, insanlığın bilgi birikimini, bilgeliğe dönüştürmesini bilen bilgelerdir. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, onları izleyenler, kendilerini, kusursuzluğa giden yolda bulurlar. Onlar neyi aradıklarını ve nereye gitmek istediklerini bildikleri için, bütün dünyada onlara yol verilir ve geçiş önceliği tanınır. İnsanların tek tek kendilerini güzelleştirmeleri, dünyanın da güzelleştirilmesine yol açar.
Anadolu’nun erenleri, gönüllere giden yolları bildikleri için, insanların gönüllerindeki hazineleri, bütün insanlığın yararlanması için, gün ışığına çıkarırlar.
Güzelliği sevenler, güzel olmasını bilirler. İnsanların her bi- ri için güzel olanlar, toplum için de güzel olurlar.
İç dünyalarında güzelliği yitirenler, dış dünyalarını çirkinliklerden koruyamazlar.