Ülkelerde devletlerin ve milletlerin görevleri, bütün alanlarıyla hayatı kolaylaştırmaktır. Devletlerle milletlerin büyük bir uyum ve eşsiz bir düzen içinde olduğu, kimseye haksızlık yapılmayan, kimsenin haksızlığa uğramadığı devletin, tarihte ilk örneğini İkinci Halife Ömer vermiştir. Açıklık içinde sürekli yeniden yapılanan adil toplumlarda, hem devletlerin hem milletlerin, en başta gelen görevleri dosdoğru olmaktır.
Bahçelerde ağaçların meyvalarından, meyvaların ağaçlarından bilindikleri gibi, devletler milletlerinden milletler devletlerinden bilinir. Devletler olmadan milletler, milletler olmadan devletler varlıklarını koruyamaz. Ancak milletlerin devletler için değil, devletlerin milletler için olması, her zaman büyük önem taşır. Milletler için var olan devletlerin sorumluklarının başında, insanların iç ve dış güvenliklerini sağlamak gelir.
Devletler milletlerin milletler devletlerin, dayanışmalarıyla ve yardımlaşmalarıyla uzun ömürlü olurlar. Başarılı ve güçlü devletler, üstünlerin adaletine değil, adaletin üstünlüğüne önem verir. Yargılama ve silaha başvurma yetkileri olan devletlerde, milletlerin temel hakları ve ana özgürlükleri, bağımsız ve tarafsız hukukla güvence altına alınır. Hukuku her gücün üstünde tutan, devletlerde güç hukukla sınırlandırılır.
Devletlerin milletlere verdikleri güvence, milletlerin devletlere duydukları güven, ülkelerin geleceklerine yapılan en büyük yatırımdır. Devletle millet arasında, saygı ve sevgi köprüleri kuran yöneticiler, ülkeleri dönüştürmede sürükleyici bir işlev yüklenir. Meydanları dolduran insanları, üretimde doğru tüketimde ters orantılı yarışa özendirmede, devletlerin güler yüzleri ve tatlı dilleri en etkili silahlarıdır.
Dünyanın her yanında ülkelerin, güvenlik güçleri devletlere tutulan aynadır. Nasıl sular içinde bulundukları kapların renklerini yansıtırsa, güvenlik güçleri de devletlerin adaletlerini yansıtır. Dünyanın her yanında bir devletin, hukuk devleti olup olmadığı, güvenlik güçlerinin tutumlarından ve davranışlarından belli olur. Demokratik ülkelerin askerleri ve polisleri orantılı, otokratik ülkelerinkiler orantısız güç kullanır.
Devletlerin ellerinde silahları olan güvenlik güçleri, karşı karşıya oldukları bütün sorunları, güçle çözmenin yollarını arar. Ülkelerde insanlar ellerinda silah olan güvenlik güçlerinden daha çok, ceplerinde anayasa olan yöneticilere saygı gösterir. Devletler ve milletler birbirlerine güvendikleri zaman, birbirinden ayrılmaz bir bütün oluşturur. İki kesim arasındaki işbirliği, hukuk devletlerinde doruk noktasına ulaşır.
Bir kişinin adaleti bir insanı, bir yöneticinin adaleti bütün bir toplumu dönüştürür.
Devletsiz adalet adaletsiz devlet haksızlıkların katlanarak büyümesine yol açar.
Devletlerin görevleri suçluları cezalandırmaktan önce suçları önlemektir.