Üretim ve yönetim dünyasında, son yıllarda en çok araştırılan konuların başında liderlik gelmektedir. Kamu, özel ve gönüllü kuruluşların yönetiminde, ordu benzeri yapılanmaların önemini yitirmesi, bütün boyutlarıyla liderlerin başarılarının, kaynaklarını araştıran çalışmaların çoğalmasına yol açmıştır. Düşünce ve eylemde, çığır açan liderlerin görüşleri, kuruluşların değişik kademelerinde, yer alan yöneticilere yol gösterici olmaktadır.
Tarih boyunca başarıyla denenmiş, liderlikte geçerliliği zamana bağlı olmayan, küresel değerlerin kaynakları, Doğu’dan Batı’ya düşünce ve eylem dünyasının, unutulmayan bilginleri ve bilgeleridir. Onlar kurumlara ve kuruluşlara, ekip oluşturmak, güç kullanmak, etkili olmak, sezgileri geliştirmek, toplumlarda rüzgar estirmek, yetki dağıtmak ve ortak bir yönetim kültürü geliştirmek için, bütün insanlığa eşsiz bir hazine sunarlar. Onları iyi bilenlerin arasından, dünyayı dönüştüren liderler çıkmıştır.
Tarihin her döneminde liderler, izleyicileriyle etkili iletişime ve güçlü etkileşime dayanan, karmaşık bir süreçte ortaya çıkmışlardır. Liderler belirli bir amaç doğrultusunda, bir düşünce çevresinde toplanan insanları, ortak bir hedefe ulaştıran öncülerdir. Kuruluşlar geçmişten yola çıkarak, geleceği gören liderlerle ayakta kalırlar. Bu yüzden ekonomik, siyasal ve kültürel kuruluşlarda, liderler ve liderlik ilkeleri, her ortamda ve her dönemde önemli olmuşlardır.
Her zaman bir takım oyunu olan liderliğin özü ve özeti, büyük bir orkestrada olduğu gibi, uyum ve düzen içinde, ortak amacı gerçekleştirmektir. Liderler güçlerini, etkilerini, amaçlarını, araçlarını, bütün ayrıntılarıyla doğallaştırarak, çevrelerindeki insanların gönüllerini ve güvenlerini kazanan öncülerdir. Onların güçleri katılımcı ve paylaşımcı olmalarından kaynaklanır. Katılımın ve paylaşımın gücünü kavrayamayanlar, insanların üretici güçlerini harekete geçiremezler.
Kuruluşları dünyada ilk sıralara, güçlerinin sınırlarını, çevresinde halkalananların, güçlerinden yararlanarak, aşmasını başaran ve yeni alanlar açan liderler taşırlar. Onlar sorumluluk yüklenmekten kaçınanlar değil, sorumluluk yüklenmeyi en büyük sorumluluk bilenlerdir. Bütün kuruluşlarda liderler, sorumluluk almasını bilen yöneticiler arasından çıkarlar. Onlar yanlarında biri bayramlık biri idamlık , iki gömlek taşırlar, geleceği görerek, önceden önlemler alırlar.
Liderler uzakları görürler, tuttuklarını koparırlar, birlikte çalıştıkları insanlara dokunurlar, amaçlarını çok açık ve çok net olarak dile getirirler, ulaşılacak hedefleri ulaşmışçasına coşkuyla, kısa kısa cümlelerle anlatırlar. Liderlik nitelikleri kazanmak, düşünce ve eylem dünyasının, canlılığını ve güncelliğini, hiç yitirmeyen eserlerini, didik didik ederek özümsemeyi gerektirir. Liderlik tarihin derinliklerinden süzülüp gelen, doğruları yakalamak ve dört elle sarılmaktır.
Kuruluşların başarılarında, vazgeçilmez bir yer tutan liderler, dünyanın yeni simyacılarıdır.
Dünyanın önde gelen liderleri, sağduyunun sesi olmayı bilenlerin arasından çıkar.
Sorumluluk almayı bilen liderler, toplumun önünde değil arkasında dururlar.