Kare dünyanın kültürel dokusuna ve ekonomik yapısına, yeni açılımlar kazandıracak olanlar, öğretmekte olduğu kadar öğrenmekte, yeni yaklaşımlar geliştiren eğitim kurumlarıdır. Öğrenmeyi ve öğretmeyi, eğitim kurumlarının dışına çıkararak, çevreleriyle alışveriş içinde olan, öğrenmesini ve öğretmesini öğrenen eğitim kurumları, ülkeleriyle birlikte bütün dünyanın bilgi ve bilgelik birikimine katkıda bulunurlar. Onlar bilgiyi zenginleştirirken, toplumların üretim gücünü de zenginleştirirler.
Dünyanın bütün ülkelerinde ilk, orta ve lise öğretimi gibi, üniversite ve üniversite sonrası eğitim de sürekli açıklık içinde yeniden yapılandırılıyor. Düzleşerek kareleşen dünyadaki gelişmeler ışığında, öğretim programlarını, öğrenme ve öğretme yöntemlerini, sürekli yenilemeyen eğitim kurumları, dünya sıralamalarının önlerinde yer alamıyorlar. Artık bütün eğitim kurumları, binalarının dışına çıkarak, toplumla, ailelerle, kuruluşlarla iletişim ve etkileşim içinde bütünleşmeye çalışıyorlar.
Siyasal sınırların önemini yitirdiği, kültürel ve ekonomik sınırların önem kazandığı kare dünyada, sınırlarının dışına çıkmayan üniversiteler, dünyanın her yerinde aranan, yenilik yapmasını,üreten el olmasını ve risk almasını bilen, girişimci gençler yetiştiremezler. Bu yüzden bütün dünyadaki eğitim kurumları, eğitimin her kademesinde, yerel yönetici nitelikli gençlerden daha çok, küresel girişimci nitelikli gençler yetiştirmeye büyük önem veriyorlar. Çünkü, başta Harvard Üniversitesi olmak üzere, pek çok dünya üniversitesi, başarısını mezunlarının verdikleri desteklere borçlu olduklarını çok iyi biliyorlar.
Dünyanın en güçlü ve en etkili teknoloji üniversitesi MIT”nin mezunları, bugüne kadar elli bine yakın şirket kurmuşlar. Bu şirketlerde dört milyona aşan çalışana iş vermişler ve ekonomiye de iki trilyon doların üzerinde katkıda bulunmuşlar. Benzer bir çalışma da, uzun bir geçmişe sahip olan İTÜ için yapılabilir. İTÜ mezunları, Türkiye”nin ekonomik, siyasal ve kültürel yapısını dönüştürmede önemli görevler yüklenmişlerdir. Her üniversite İTÜ ve MIT örneğinde olduğu gibi, hem ülkesine hem de dünyaya katkıda bulunurak ekonomik yapıyı ve kültürel dokuyu dönüştürür.
Üniversitelerin amacı sürekli değişen ve sürekli zenginleşen dünyanın, bilgi ve bilgelik birikimini, toplumun bütün kesimlerine aktaracak seçkinleri yetiştirmektir. Kare dünyada öğrenmede ve öğretmede zaman ve mekan farkı ortadan kalkmıştır. Üniversiteler günün yirmi dört saati, haftanın yedi günü ve yılın on iki ayı hem öğretirler, hem de öğrenirler. Eğitimin her kademesinde önemli olan öğrenmesini öğretmektir. Dünyadaki bütün üniversiteler birbirleriyle yardımlaşma ve paylaşma içinde olurlarsa, bütün ülkelerde yeniliklerin öncüleri olurlar.
Eğitim kurumları çevrelerinde, öğretenleriyle ve öğrenenleriyle birlikte, toplumun bütün kesimlerinden girişimcilerin toplandığı ne kadar geniş bir çekim alanı oluştururlarsa, o kadar güçlü ve o kadar etkili olurlar. Çünkü hem öğretme, hem de öğrenme merkezden çevreye, çevreden merkeze devam eden, çift yönlü kesintisiz bir süreçtir. Herkes her zaman başarılı olabilir. Toplumlarda başarılı olanlar, eğitimli olanlardır. Kare dünyada kaynağı yalnızca bilgi ve bilgelik olan eğitim sermayesi, kazancı finansal sermayeden kat kat daha büyük olan sermayedir.
Çölde yolculuk yapmanın ilk kuralı, nasıl yükler arasından en gerekli olanı taşımaksa, eğitimin ilk ilkesi, bilgi yığınları arasındaki en yararlı bilgileri bulmaktır. Ve bulunan bilgilerle, hayatı yaşanır kılacak, ürünler üretmek ve hizmetler vermektir.
Eğitimle insanlar yararlı bilgileri, zararlı bilgilerden ayırmanın inceliklerini öğrenirler. Kare dünyada yararlı işler yapanlar, eğitimde herkese yararlı bilgiler kazandırırlar.
Eğitim öğretirken öğrenmesini, öğrenirken öğretmesini bilenleri sevmektir. Öğretenler öğrenerek, öğrenenler öğreterek dünyayı dönüştürürler.