Bilgi çağının bütün insanlık için, bir barış çağı olması beklenirken, bilgi çağı da, sanayi çağı gibi, bir savaş çağı olmuştur. Bilgi çağında ülkeler içindeki iç savaşlar,bütün ülkelerin savaştığı küresel savaşlara dönüşmüştür. Bilgi çağı insanlık tarihinin gördüğü, en kanlı iç savaşlar çağı olmuştur. Bilgi çağının ürünü kimyasal silahlarla, askerlerden daha çok, anneler, babalar ve çocuklar ölmüştür.
Barış çağlarınde anneler ve babalar, çocuklarından önce, savaş çağlarında ise, çocuklarından sonra ölürler. Bu yüzden, dünyada barışın koruyucusu, askerler değil, anneler ve babalardır. İnsanlık tarihi içinde, bir insanın hayatı çok önemli bir yer tutmaz. Ancak dünyada hiçbir kurumun gücü, savaşta ölen bir insanı geri getirmeye yetmez. Bunun için, dünyanın neresinde olursa olsun, bir genci öldüren, bütün anne ve babaları öldürür.
İnsanı öldürmenin büyük bir sanayiye dönüştüğü, insan hayatının hiç önemsenmediği bilgi çağında, Müslümanların “Kurban Bayramı”, bütün dünyada barış bayramı olarak kutlanılmalıdır. Seküler dünyanın İsmail’leri öldürmek için, yüzen ve uçan ordulara sahip olduğu bilgi çağında, kutsal kültürden beslenen dünya, İsmail’leri yaşatmak için koç kurban eder. Koçları kurban etmesini bilmeyenler, gençleri kurban ederler. Dünyada savaş kurbanlarının sayısı, bayram kurbanlarının sayısıyla yarışnmaktadır.
Bilgi çağının bilimsel ve teknolojik gelişmeleri, savaş yanlılarının ellerine nükleer silahları verirken, barış yanlılarının ellerine toplumsal iletişim araçlarıyla, dünya ölçeğinde haberleşme ve yardımlaşma gücü vermiştir. Bilgi çağında savaşı savunanların şehirleri yakıp yıkan “Toptan Savaş” stratejilerine karşı, barışı savunanların insanları koruyan “Toptan Barış” stratejileri geliştirmeleri gerekmektedir. Ulaşılmayacak bilginin, görüşülmeyecek kişinin, olmadığı bilgi çağında, güzel savaş, çirkin barış yoktur.
Hacerler seslerini duyurmak için yollara düşmezlerse, İbrahimler şehirlerin meydanlarını doldurmazlarsa, Kurban Bayramlarında koçlar değil, İsmailler kurban edilir. Bütün savaşlarda en çok anneler ve babalar ağlar. Savaşları yöneticiler başlatırlar, yönetilenler durdururlar.
Savaşlardan ülkelerin bütün kesimleri etkilenir. Bir savaşın hem yerel, hem küresel boyutları vardır. Bilgi çağında her savaş, bir dünya savaşıdır. Hiçbir ülke savaşın dışında kalamaz, her ülke savaştan zarar görür.
Kurban Bayramı, hayat bayramıdır. Her kurbanla bir İsmail değil, binlerce İsmail hayat bulur. Bir koç kurban eden, bin İsmail’e can verir. İnsanları sevmeyenler,hayvanları severler.
Kurban bayramlarında bir kurban bin hayat kurtarır.Koçları kurban etmeyenler, koç gibi gençleri kurban ederler.