Anadolu coğrafyası, Batı Asya ve Doğu Avrupa’da yer alır. Asya’nın en Batısı, Avrupa’nın en Doğusudur. Arnavutlar, Boşnaklar, Pomaklar, Tatarlar, Çerkezler, Kürtler ve Araplar Anadolu’nun demografik yapısını oluştururlar. Anadolu coğrafyasının merkezinde Türkler vardır. Hem Asya’da, hem Avrupa’da Türkiye, Doğu ile Batı arasında, iletişimi sağlayan, en önemli dostluk köprüsü ve en büyük barış güvencesidir.
İslam dünyasının en hayati sorunu, aynı ülke şemsiyesi altında yaşayanların, birbirlerinin temel hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmeleri ve sürdürülebilir bir barış ortamı oluşturmalarıdır. Türkiye başta olmak üzere, Kazakistan’dan Arnavutluk’a kadar, İslam dünyasının bütün şehirlerinde, farklı etnik kökenlerden gelen Müslümanlar birlikte yaşarlar. Bu bağlamda, İstanbul’un Kahire ve Tahran ile ekonomik yapısı ve kültür dokusu, birbirinden çok farklı değildir.
Ülkelerin yönetiminde, hangi ülkede olursa olsun devlet, toplumları oluşturan bütün kesimlerin, temsilcisi ve silaha başvurma hakkı olan yürütme gücüdür. Değişik dönemlerde, silahlı çatışmaya dönüşen hoşnutsuzluklar yüzünden, devlet ile farklı etnik topluluklar arasında, karşılıklı saygı ve güvenin sağlanabilmesi için, devletin bütün kurum ve kuruluşlarında, tutum ve davranışlarıyla sempatik olması, empatik davranması büyük önem taşımaktadır.
Anadolu insanının kültüründe empatinin özü ve özeti, kendin için istediğini başkası için de istemek, kendin için kötü olanının, başkası için iyi olmadığını bilmektir. Empati yapma yolunda, atılacak ilk adım, yapılacak ilk iş: En çok şikayeti olanı, en çok dinlemek ve en çok sevmektir. Empati sürecinde, tatlı dil ve güler yüz, bütün çatışmaların üstesinden gelir, düşmanlıkları önler, yardımlaşmayı başlatır ve sempati duymanın yolunu açar.
Dünyanın her yerinde güvenlik güçleri ve hukuk, suçluları cezalandırmaktan önce, suçları önlemek için vardır. Hukukun üstünlüğünün geçerli olmadığı ve saygı görmediği ülkelerde, üstünlerin hukuku geçerli olur ve saygı görür. İslam coğrafyasının bütün ülkelerinde, hukuk herkese eşit uygulanmalı ve ayrımcılık yapılmamalıdır. Hukukun tarafsızlığını yitirdiği ülkelerde, demokratik devletler, farkında olmadan dayatmacı devletlere dönüşürler.
İslam dünyasının geleceği, bütün ülkelerde demokratik hak ve özgürlerin, güvence altına alınmasına bağlıdır. Demokratik hak ve özgürlükler, ekonomik, siyasal ve kültürel hayata yön gösteren pusulaya benzerler.
Yönsüzlük hayatın her alanında, bütün dengeleri altüst eder. Ortadoğu’da zora başvurarak, zorlukların üstesinden gelinmez.
Zorla Müslüman olunmaz. İnsanların sempatiden önce, empatiye ihtiyaçları vardır. Empatinin olmadığı yerde sempati olmaz.
Sevgi ortamları, kusursuz empatiyle oluşturulur.Empati yapanlar, haksızlık yapmazlar.