Dünyada insana bağışlanan ekonomik zenginliklerin, kültürel derinliklerin bilincine, kitaplarla varılır. Kitaplar insanların düşünce ve eylem dünyasında, gören gözleri, sorgulayan akılları ve yazan kalemleri olurlar. Dünya kitaplarla yaşanır kılınır. Ülkelerde barışa giden yol, kitaplarla aydınlatılır. Kitaplardan uzaklaşan ülkeler, kendilerini savaşlardan kurtaramazlar. Savaşları kitaplar durdurur. Barış kitaplarla korunur.
Bütün kitaplar ilhamlarını kutsal kitaplardan alırlar. Bilinen her kültürün kaynağında, sürekli okunan kitaplar vardır. Kitaplardan uzaklaşanlar, farkında olmadan hayattan uzaklaşırlar. Hayatın akışı, kitaplarla canlılık kazanır. Kitaplardan beslenmeyen kültürlerin, yüzyıllar içinde varlıklarını korumaları mümkün değildir. Dünyanın bütün ülkelerinde, insanlar gibi, kültürler ve ekonomiler, kitaplarla zenginleşirler, kitaplarla ete kemiğe bürünürler.
Kültürü ve ekonomiyi hayatın, birbirinden ayrılmaz iki yüzü olarak görenler, her alanda köklü dönüşümlerin öncülüğünü yaparlar. Hayatın her alanında doğruyla yanlışın, iyilikle kötülüğün, güzellikle çirkinliğin sınırları kitaplarla çizilmiştir. Anadolu’nun kültürel ve ekonomik zenginliklerini, bütün dünyaya taşıyan kurumları ve kuruluşları, kitaplar olmadan, kültürlerin zenginleşemeyeceklerini, gördükleri için, her iki alanda sağlam yer edinmeye, kültüre büyük yatırım yapmaya çalışmaktadırlar.
Bilim, sanat ve kültür alanında, yüzbinlerce yeni kitabın yazarları, yayıncıları, başka dillerde yayın haklarını almak isteyenleri, buluşturan kitap fuarlarının önemi, yıldan yıla artmaktadır. Bunun için yerel ulusal fuarların küresel uluslararası dönüştürülmesi, bütün ülkeler için hayati önem taşımaktadır. Frankfurt kitap fuarı gibi, küresel kitap ve kültür pazarları olan fuarlar, dünyanın akademisyenlerini, yazarlarını ve sanatçılarını bir araya getirirler. Dünyada kültürlerin güçleri kitaplarından, ekonomilerin güçleri kültürlerinden kaynaklanır.
Uluslararası denizler gibi, kitaplar bütün ülkelerin ortak kaynaklarıdır. Bütün dünya hiç eskimeyen sürekli yeni olan kitapların vatanıdır. Bu yüzden her ülkenin kapısı, güncelliğini yitirmeyen kitaplara, sonuna kadar açıktır. Hiçbir ülke Yunus’a, Mevlana’ya, İbn Arabi’ye, Shakespeare’e, Hugo’ya, Geothe’ye ve Steinbeck’e sınırlarını kapayamaz. Onların kitaplarının önüne hiçbir güç geçemez. Onlar ülkelerin değil, gönüllerin fatihleridir. Onların eserleri bütün ülkelerde, hiçbir engelle karşılaşmadan dolaşırlar. Kimse onlara pasaport sormaz.
Yeni yüzyıl kitapların yüzyılı olacaktır. Kitaplar hayatı güçleştirmek için değil, kolaylaştırmak için yazılmışlardır. Yirminci yüzyıl bir savaş yüzyılı olmuştur. Almanya ordularla dünyaya açılmanın bedelini, İkinci Dünya Savaşında yerle bir olarak, çok pahalı ödemiştir. Savaşlarla başkalarına acı çektirenler, verdikleri acıların kat kat fazlasını kendileri çekerler. Ülkeler arasındaki sorunların çözümünü, barışta arayanlar, barışın mimarları ve koruyucuları olurlar.
Kitaplarla kültürün derinleştirilmesinden daha çok, silahlarla ekonominin zenginleştirmesine önem veren bir dünyada, hiçbir ordunun uluslararası boyutlar kazanan, küresel sorunların üstesinden gelmesi mümkün değildir.
Yeni dünyada ülkelerin başarısı, kültürün ve ekonominin birbirini, desteklemesinden doğan zenginliğin, hayatın bütün boyutlarına, altın oranda yansıtılmasına bağlıdır.
Kültürün dünyadaki yeri, ekonominin dışında olmak değil, ekonominin üstünde olmaktır.
Kültür ekonominin erken doğmuş, her zaman önceliği olan ikiz kardeşidir.