Yunus, Mevlana, İbn Arabi derin bilgelikleriyle, Anadolu’nun düşünce ve eylem dünyasının ışığı olurlar. Anadolu’nun Malazgirt’de başlayan, bin yıllık tarihi, bilgelerin eserleriyle yoğurulur. Yunus Anadolu’dan, Mevlana Horasan’dan, İbn Arabi İspanya’dan bakarak, Türklerin kültür ve ekonomi dünyalarını zenginleştirirler. Onlar eserleriyle Anadolu’yu hem tavandan, hem tabandan dönüştürürler.
Üç büyük bilgelik kaynağı,bir ağacın köklerinden beslenmesi gibi,İslam’ın ana kaynaklarından beslenir. Anadolu insanı Yunus’un, Mevlana’nın, İbn Arabi’nin zenginleştirdiği dünyanın rüzgarıyla, Anadolu’dan Avrupa’ya açılır. Onların ister Avrupa’da, ister Amerika’da olsun, eserlerinin okunduğu her ülkeye, İslamın küresel değerleri gider. Tarihin her döneminde, bilgiyi bilgeliğe dönüştüren bilgeler, kültürün en güçlü taşıyıcıları olurlar.
Ekonomik hayatta para nasıl işlev yüklenirse, kültürel hayatta düşünce aynı işlevi yüklenir. Güçlü düşünce olmadan güçlü eylem, güçlü eylem olmadan güçlü insan, güçlü insan olmadan güçlü para olmaz. Güçlü paraları olan toplumların, hem kültürleri, hem ekonomileri güçlü olur. Kültür ve ekonomi birleşik kaplara benzer. Kültürel güçlerinin seviyesi, ekonomik zenginliklerinin seviyesini gösterir. Kültürler düşüncelere, ekonomiler eylemlere dönüşerek ayakta kalırlar.
Mevlana Konya’ya geldiğinde Anadolu insanının hayatında, edebiyatın önemli yer tuttuğunu görerek, bir arada yaşamanın küresel ilkelerine ilişkin düşüncelerini şiirle anlatır. O bilgeliğin bilgiden, düşüncenin eylemden, kültürün ekonomiden daha kapsayıcı, daha kuşatıcı olduğunu görür. Ve zengin birikimiyle, bütün dallarıyla zamanının bilgisini ve bilgeliğini, edebiyatın potasında yoğurarak, sürekli yorumlanan ölümsüz şiirlere dönüştürür.
Kültürle ekonomi, Mevlana’nın Mesnevi’de anlattığı gemiye ve denize benzer. Nasıl denizsiz gemi yüzemezse, kültürsüz ekonomi de ayakta kalamaz. Ekonomi gemiyi gösterirse, kültür geminin pusulasını gösterir. Pusulasız denizlere açılan gemiler, hiçbir zaman gitmek istedikleri limanlara ulaşamazlar. Ekonomi ağacının kökleri gökyüzünden, meyva yüklü dalları yeryüzünden beslenir. Kültürsüz ekonomi, ekonomisiz kültür, hayatı yoksullaştırır.
Köklü düşüncelerin kalıcı eylemlere dönüştükleri gibi, kültürel derinlikler ekonomik zenginliklere dönüşürler. Anadolu’nun yüzyılların içinde zenginleşen, düşünce ve eylem dünyasında, kültürler bahçeler ekonomiler ağaçlar olarak görülürler. Anadolu’da insanlar bilgelikleriyle kültürlerini, bilgileriyle ekonomilerini güçlü tutarlar. Bu yüzden Anadolu insanı, eyleme dönüşmeyen düşünceden, üretime katılmayan bilgidan uzak durur.
Kültürün derinlikleriyle, ekonominin zenginlikleri, bütün boyutlarıyla hayata yansır.
Her kültürel eylemin ekonomik, her ekonomik eylemin kültürel boyutu olur.
Dünyada kültür ekonomiyle, ekonomi kültürle canlılığını korur.