Her kitabın etkisi, kendinden önce yazılan, bilgi ve bilgelik dünyasına, yeni boyutlar kazandırmış, sıradışı kitaplardan gelir. Yüzyılların içinde önemini hiç yitirmeyen, bugün yazılmış gibi, yeni olan kitaplar, bütün insanlığın düşünce ve eylem birikiminden yararlanırlar. Onlar her yüzyılda yeniden doğarlar, hiç kimse onları tekrar tekrar okumaktan, tekrar tekrar yorumlamaktan usanmaz. Dönemin aklının özü, gönlünün özeti olan Mesnevi, söz konusu kitapların başında gelir.
Ülkeler arasındaki uzaklıkların, anlamını yitirdiği düz kare dünyada, savaş ülkelerini barış ülkelerine dönüştürecek yol, “Beni yabancı sanmayınız. Ben bu ülkedenim, sizin ülkenizde evimi arıyorum” diyen, Mesnevi’nin yoludur. Aranılan ev, insanlığın atalarının yitirdiği barış evidir. Barış evi, Asyalıların, Avrupalıların, Afrikalıların, Amerikalıların evi değil, kimsenin kimseye üstün olmadığı, Ademoğullarının evidir. Barış evinde, savaşın sorumluları, evin dışında değil, evin içinde aranır.
Barış ülkesinin, barış evinde yaşayan, barış aileleri, insanlık dairesinin üzerindeki, noktalar gibi, hayatın merkezinde yitirdikleri evlerini aramaktadırlar. Barış ülkelerinde güç, birbirine benzer olmayanların, birbirleriyle çatışmalarından daha çok, birbirleriyle uzlaşmalarından kaynaklanır. Onlar sorulunca konuşan bir bilge gibi, zamanı gelmemişse susarlar, zamanı gelince konuşurlar. Barış dünyasında bir uçta olmak değil, iki uçta birden olmak önemlidir.
Barış kitabı Mesnevi, bütün insanlığın bilgi ve bilgelik hazinesidir. Bilgelikler bilgeliğini bulan Mevlana, dünyanın hangi ülkesinde yaşarsa yaşasın, herkesi Mesnevi’nin bilgeliklerini paylaşmaya çağırır. Dünyada kim Mesnevi’den ne alırsa alsın, aldığını insanlığın hazinesinden almıştır. Akla zenginlik, gönle derinlik kazandıran Mesnevi’de, herkese yer vardır. Çoklukta birliği, birlikte çokluğu yakalayan, Mesnevi’nin yol haritası, insanlığı barışa götürecek yol haritasıdır.
Gönlünün derinliklerinde uzun yolculuklara çıkanlar, aklının zenginliklerine yeni açılımlar kazandırırlar. Hayatın ekonomik, siyasal ve kültürel alanlarında, sürdürülebilir bir gelişme sağlamada, gönlün derinlikleri, aklın zenginliklerinden çok daha önemli, çok daha etkilidir. Hayatın hiçbir alanında, gelişmeye karşı konulmaz, gelişme yönlendirilir. Gönlün derinliklerinin geliştirilmesi, aklın zenginliklerinin geliştirilmesinden, daha büyük bir çalışma gerektirir.
Son yüzyıllarda bütün dünyayı bir savaş alanına dönüştüren seküler Batı, akılla gönül arasında aşılmaz duvarlar inşa etmiştir. Aklın zenginlikleriyle gönlün derinlikleri arasındaki duvarları, Mesnevi’den başka yıkacak bir güç yoktur. Mesnevi’de akıl gönüldür, gönül akıldır, akılla gönül arasında senlik ve benlik kavgası olmaz, ikisi bir bütünün birbirinden ayrılmaz iki yüzüdür. Ancak aklın doğruları, gönlün doğrularıyla dizginlenerek, denetim altına alınır.
Mesnevi küresel doğruları dile getiren, küresel sorunlara küresel çözümler öneren, paylaşıldıkça zenginleşen, bitmez, tükenmez, bütün insanlığın sesi olan, herkese açık küresel bir hazinedir.
Mesnevi’nin dostları, Parisli, Berlinli, Cambridgeli, Konyalı, Kurtubalı, New Yorklu, Moskovalı, Kazanlı, Pekinli, Tokyolu değil, anavatanları “Yitik Cennet” olan Ademoğullarıdır.
Barış dünyasının mimarları akıl terinden önce gönül teri dökenlerdir.
Mesnevi bütün insanlığı sürdürülebilir bir barışa çağırır.