Çalışma alanları ne olursa olsun, bütün kuruluşların en başta gelen görevleri, hiçbir ayrım gözetmeden, bütün insanların hayatlarını kolaylaştırmaktır.Kuruluşlar üretikleri ürünlerle, verdikleri hizmetlerle ve geliştirdikleri bilgilerle,dünyayı hem yaşanır kılmak,hem güzelleştirmek için birbirleriyle yarışırlar. Kuruluşların yarşında aranılan bulunur.Dünyada iyilik arayan kuruluşlar güzellik bulurken, kötülük arayan kuruluşlar çirkinlik bulurlar.
Mevlana’nın Mesnevi’de vurguladığı gibi, iyilik ve kötülük, doğruluk ve yanlışlık, güzellik ve çirkinlik bir aradadır. Bütün boyutlarıyla hayatın canlığı, karşıtların birbirleriyle yarışmasından kaynaklanır. Dünyanın başarılı kuruluşları, hiçbir zaman bir arayış, aynı zamanda ya doğru ya yanlış olur demezler, yerine göre hem doğru hem yanlış olur derler.Her doğru içinde bir yanlışı taşıdığı gibi, her yanlış içinde bir doğruyu taşır.
James Collins’ın ve Jerry Porras’ın, “Kalıcı Olmak” kitaplarında, dünyanın başarılı kuruluşlarından, yola çıkarak ortaya koydukları gibi, kalıcı kuruluşların “ya siyah ya beyaz olunur” paradigmasına karşı, “hem siyah hem beyaz olunur” paradigmasını benimseyenlerin arasından çıktıklarını ortaya koymuşlar. Onlar siyah ve beyaz arasında bir seçim yapmadan, hem siyah hem beyaz olmanın, bir yolunu bulmuşlardır.
Dünyanın güçlü kuruluşları, kısa dönemli eylemlerle, uzun dönemli eylemler arasında, bir denge aramazlar. Onlar kısa dönemli amaçlarla, uzun dönemli amaçları birlikte ele alarak,hem kısa hem uzun dönemde en iyi sonuçları almanın peşindedir. Onların hepsi başarılı olmanın yolunun, değişmeyen amaçlarını korumadan, değişen araçlardan hakkınca yararlanmanın, mümkün olmayacağını bilirler.
Yirmi birinci yüzyılda söz sahibi olacak kuruluşlar, küresel kuruluşlarının önlerinde yer almak için, rakipleriyle savaşanlar arasından değil, rakipleriyle yarışanlar arasından çıkacaktır. Kuruluşlar dünyasında savaşanların kazananları, yarışanların kaybedenleri olmaz. Her kuruluş gelen yıllarını, geçen yıllarından da iyi kılmak için, rakiplerinden önce kendi içinde bir yarışa girmezse, üretimim ve yönetimin hiçbir alanıda yeni açılımlar yapamaz.
Dünya sıralamasının neresinde yer alırlarsa alsınlar, özel, gönüllü ve kamu, bütün kuruluşların başarısı, değerlerini korumalarına dayanır. Kısa dönemde değişen araçlarla, uzun dönemli değişmeyen amaçlara, değerlerine bağlı olan kuruluşlar ulaşırlar. Kuruluşlar değerlerini omuzlarında, bir silah olarak değil, alınlarında bir ışık olarak taşırlar. Değerler kuruluşları geleceğe taşıyan rüzgar kanatlı atlardır.
Kuruluşlar dünyasında değişenlerle değişmeyenleri birbirinden ayırmasını, değişmeden gelişmesini bilenler başarılı olurlar.
Trenlerde vagonların lokomotiflerin peşinden gittikleri gibi,kuruluşlarda araçlar amaçların peşinden giderler.
Kuruluşların uzun soluklu yürüyüşlerinde karşılarına çıkan, değerlerdeki kirlenmeden daha büyük engel yoktur.