Dünya bilginleriyle bilgeleriyle bütün insanlığın açık üniversitesidir

Bütün ülkelerin karşı karşıya olduğu sorunlar, hem kişisel hem de toplumsal düzeyde, kültürel zenginliğin yitirilmesinden kaynaklanmaktadır. Kültür yoksullaşmasının etkileri, bütün ülkelerde gözlenmektedir. Küreselleşmek isteyen her ülkenin, kültürel zenginliğine yeni boyutlar kazandırması, dünyayı büyük bir üniversite olarak görmesine bağlıdır. Yirmi birinci yüzyılda dünya bir üniversite, her üniversite bir dünya olmuştur.

Okumaya devam et “Dünya bilginleriyle bilgeleriyle bütün insanlığın açık üniversitesidir”

Akdeniz’in büyük önem kazandığı bir dönemde Akdenizleşme dünyanın geleceğini belirleyecektir

Üç kıtanın ortasında, küresel bir medeniyet olarak Akdeniz , dünya medeniyetlerinin ana kaynağı olmuştur. Yirmi birinci yüzyılda, Amerika’dan Çin’e kadar bütün dünya ülkeleri, Akdeniz’in eşsiz bilgi ve bilgelik hazinelerine döneceklerdir. Dünyanın ekonomik ve kültürel kaynakları, Akdeniz’de toplanmıştır. Dünyada medeniyetlerin temelleri olan bütün değerler, Akdeniz’in sınırsız zenginliklerinden devşirilmiştir.

Okumaya devam et “Akdeniz’in büyük önem kazandığı bir dönemde Akdenizleşme dünyanın geleceğini belirleyecektir”

Kriz dönemlerinde ayakları yorganlara göre uzatmasını bilmek

Bilişim dünyasındaki gelişmelerle, dünyanın ekonomik ve kültürel yapısındaki dönüşümler, bütün ülkeleri hem ekonomik hem kültürel alanlarda, küresel kuruluşlarla birbirlerine bağımlı hale getirmişlerdir. Dünyanın bütün ülkelerinde üretim ve tüketim alanları açan küresel kuruluşlar, girdileriyle olduğu kadar çıktılarıyla hayatı kolaylaştırıyorlar. Onlar ülkeler arasında çok buyutlu bağlar kurarak, dünyanın dönüşmesine katkıda bulunuyorlar.

Okumaya devam et “Kriz dönemlerinde ayakları yorganlara göre uzatmasını bilmek”

Üretimde ve yönetimde sürdürebilirlik doğal yasalara saygı gösterilerek kazanılır

Ülkelerin sürdürülebilir ekonomik büyüme gerçekleştirmeleri ister özel, ister kamu, ister gönüllü olsun bütün kuruluşların, geçmişlerinden önce, geleceklerine bakmalarına bağlıdır. Kuruluşların yarınlarını güvence altına almalarının yolu, hem üretimde hem yönetimde, maliyetleri düşürmek ve satışları artırmak için, Joseph Schumpeter’in kavramlaştırmasıyla, sürekli “yıkıcı yenilik” yapmalarından geçer.

Okumaya devam et “Üretimde ve yönetimde sürdürebilirlik doğal yasalara saygı gösterilerek kazanılır”

Beş bin yıllık birikimden yararlanarak açıklık içinde sürekli yenilenen kurum ve kuruluş kültürü oluşturmak

Ekonomik ve kültürel dünyanın yeni boyutlar kazandığı, doğruluğundan kuşku duyulmayan bilgilerin, geçersiz hale geldiği bir dönemde, bütün kuruluşların ayakta kalmak için, kendilerini sürekli yenilemeleri çok önem kazanmıştır. Bilinen yönetim ve üretim yöntemleri, karşı karşıya olunan sorunları çözmeye yetmemektedir. Her kuruluş bilinmeyen yolda ilerlemek için, her gün yeniden doğmak zorundadır.

Okumaya devam et “Beş bin yıllık birikimden yararlanarak açıklık içinde sürekli yenilenen kurum ve kuruluş kültürü oluşturmak”

Savaşın kötü barışın iyi görüldüğü kare dünyada savaşların kazananı barışların kaybedeni olmaz

Devlet yönetiminde erdem, ülkeler arasındaki üretim yarışını, savaş ekonomisinden, barış ekonomisine, dönüştürmesine bilmektedir. Tarihin her döneminde, barış isteyenler, savaş isteyenlerden daha güçlü olmuşlardır. Tarih boyunca gözlendiği gibi, insanlığın en güzel eserleri, cephelerde değil, şehirlerde verilmiştir. Bütün ülkelerin birbirine komşu olduğu dünyada, savaşın iyisi barışın kötüsü olmaz.

Okumaya devam et “Savaşın kötü barışın iyi görüldüğü kare dünyada savaşların kazananı barışların kaybedeni olmaz”

Üç ayaklı ekonomi dünyasında kurumsallaşmayan kuruluşlar kriz dönemlerinde ayakta kalamazlar

Toplumların birbirleriyle iletişim ve etkileşim içinde oldukları dünyada, kültürün ve ekonominin, ana dinamiğini kuruluşlar oluşturur. Dünyanın her yanında toplumları, kamu, özel ve vakıf kuruluşlar ayakta tutarlar. Onlar üç ayaklı büyük bir masaya benzerler, ayaklardan biri eksik olursa, nasıl masanın dengesi bozulursa, toplumların da dengesi bozulur. Toplumlarda ekonomik, siyasal ve kültürel uyum ve düzen kuruluşlarla sağlanır.

Okumaya devam et “Üç ayaklı ekonomi dünyasında kurumsallaşmayan kuruluşlar kriz dönemlerinde ayakta kalamazlar”

Küresel kuruluşların geleceği okuyan liderleri dünyanın yeni simyacılarıdır

Üretim ve yönetim dünyasında, son yıllarda en çok araştırılan konuların başında liderlik gelmektedir. Kamu, özel ve gönüllü kuruluşların yönetiminde, ordu benzeri yapılanmaların önemini yitirmesi, bütün boyutlarıyla liderlerin başarılarının, kaynaklarını araştıran çalışmaların çoğalmasına yol açmıştır. Düşünce ve eylemde, çığır açan liderlerin görüşleri, kuruluşların değişik kademelerinde, yer alan yöneticilere yol gösterici olmaktadır.

Okumaya devam et “Küresel kuruluşların geleceği okuyan liderleri dünyanın yeni simyacılarıdır”

Siyasette ekonomide kültürde doğruluktan terazi tutmak doğruluğu doğrulukla tartmak

Kutsal değerlerden bütünüyle arındırılmış ekonomik yapıların, ülkelerin üretim güçlerini büyütmesi, toplumun değişik kesimleri arasındaki gelir dengesizliklerini gidermesi mümkün değildir. Anadolu’da denildiği gibi: “Güneş balçıkla sıvanmaz.” Bu yüzden Nurettin Topçu Fransızların, karşılaştıkları kültürel ve ekonomik krizleri, Paris’in Sorbon meydanındaki Ogüst Kont’un büstünü kaldırıp, yerine Paskal’ın heykelini dikmediklerine bağlamaktadır.

Okumaya devam et “Siyasette ekonomide kültürde doğruluktan terazi tutmak doğruluğu doğrulukla tartmak”

Bilgi toplumundan sevgi toplumuna geçerek savaşsız dünyanın temellerini atmak

İnsanların sevgiyle silahlandıkları sevgi toplumlarında, Yunus’un yüzyıllar öncesinden haber verdiği gibi, sevenler sevilirler sevilenler severler. Kültürel, siyasal ve ekonomik hayatın canlılığı, sevgiyi sevgiyle zenginleştirmekten kaynaklanır. “Sevelim sevilelim” diyen toplumların pazarlarında, iyilikler alınır iyilikler satılır, iyiliklerden teraziler tutulur, iyilikler iyiliklerle tartılır. Bütün boyutlarıyla hayat ömür boyu süren, uzun soluklu zorluklarla dolu iyilik yarışıdır.

Okumaya devam et “Bilgi toplumundan sevgi toplumuna geçerek savaşsız dünyanın temellerini atmak”

Tarihin her döneminde yönetenler savaş yönetilenler barış istemişlerdir

İnsanlık tarihi boyunca, toplumların tabanları barış, tavanları savaş yanlıları olmuşlardır. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, bütün ülkelerde savaş rüzgarları, yönetimlerin tabanlarından daha çok tavanlarında eserler. Her zaman her yerde savaşları, ülkelerin tavanları başlatırlar, tabanları durdururlar. Dünyanın her yerinde savaşlarda en büyük bedeli, ülkelerin yönetenleri değil, yönetilenleri öderler. Toplumların tabanları için istenmeyen barışlar, istenen savaşlar yoktur. Barış sofralarında herkese yer vardır. Barış sofraları katılıma açık sofralardır.

Okumaya devam et “Tarihin her döneminde yönetenler savaş yönetilenler barış istemişlerdir”

Gelenin gideni görmediği iki kapılı dünyada ekonomi insanın gölgesidir

İster kutsal, ister seküler kaynaklardan beslensin, bütün ülkeler, bütün kurumlar ve bütün kuruluşlar, sınırlı kaynaklarla ürün, hizmet ve bilgi üreterek, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak zorundadırlar. İnsanların olduğu yerde tüketim, tüketimim olduğu yerde üretim vardır. Toplumların ihtiyaçlarının karşılanması, üretimleriyle tüketimlerinin dengelenmesi, son yüzyıllarda bütün bilimlerin ana konusu oluşturur.

Okumaya devam et “Gelenin gideni görmediği iki kapılı dünyada ekonomi insanın gölgesidir”

Dijitalleşen sınırsız dünyada alışveriş hastalığından kurtulmak

Dünyanın dört bir yanını, etkisi altına alan alışveriş ekonomisinde, yerel ve küresel kuruluşlar, insanların kararlarını etkilemek için, değişik pazarlama yöntemlerine başvururlar. İnsanları satın almaya ikna etme yöntemleri arasında indirimli satışlardan, “hemen al sonra öde” ve “bir öde üç al”diyen vadeli ödemeler ilk sıralarda yer alır. Onları göz yanılmalarına dayanan, aldatıcı uygulamalar izler.

Okumaya devam et “Dijitalleşen sınırsız dünyada alışveriş hastalığından kurtulmak”

Dünyada büyük başarılar kurnazlıktan değil kararlılıktan kaynaklanır

İster ekonomik, ister siyasal, ister kültürel olsun, kuruluşlar arasında iyi olandan, daha iyisi her zaman vardır. Hayatın her alanında kuruluşların başarılarının sürekliliği, gelen yıllarını geçen yıllarından, daha iyi olmasını sağlayacak, iyileştirmeler yapmalarına dayanır. Kuruluşlar ulaştıkları başarı düzeylerini yükseltmeye çalışmazlarsa, ürettikleri ürünlerin, verdikleri hizmetlerin, geliştirdikleri bilgilerin, değerlerine katkıda bulunamazlar.

Okumaya devam et “Dünyada büyük başarılar kurnazlıktan değil kararlılıktan kaynaklanır”

Sağduyuya dayananlar ekonomik siyasal kültürel alanlarda yanlışları savunmazlar

İnsanlar yalnız doğarlar ve yalnız ölürler, ancak insanlar yalnız yaşayamazlar. İnsanlar hem düşünceleriyle, hem eylemleriyle birbirlerine bağımlıdırlar. İnsanların birbirlerine olan bağımlılıkları, aralarında çatışmaları, yarışmaları, yardımlaşmaları ve dayanışmaları, hayatın dinamiklerini oluşturur. Bu yüzden insanların birlikte yaşamak zorunda, olmalarının doğurduğu sorunlar, bütün sosyal bilimlerin araştırma konusu olmuştur.

Okumaya devam et “Sağduyuya dayananlar ekonomik siyasal kültürel alanlarda yanlışları savunmazlar”

Öğrenmesini öğrenen bir toplum olmak için dünyada her gün hem öğretmenler hem öğrenciler günü olmalıdır

İlk öğretimden yüksek öğretime kadar, bütün eğitim kurumları, öğrenen öğretmenleri, öğreten öğrencileriyle, ülkelerin ana güç kaynağını oluştururlar. Eğitim öğreticilere ve öğrencilere bilgi kazandırma, kazanılan bilgiyi yararlı hale getirme sürecidir. Ömür boyu devam eden süreçte, yaşı ve işi ne olursa olsun, herkes hem öğreten öğretmen, hem de öğrenen öğrencidir. Öğrenmenin ve öğretmenin yeri ve zamanı yoktur. Hayatın her alanında toplumlar kültürü, siyaseti ve ekonomiyi okumasını ve yazmasını öğrenmek zorundadır.

Okumaya devam et “Öğrenmesini öğrenen bir toplum olmak için dünyada her gün hem öğretmenler hem öğrenciler günü olmalıdır”

Sınırsız dünya göçmen kuşlar gibi dayanışmasını bilenlerin dünyasıdır

Ekonomik, siyasal ve kültürel boyutlarıyla, toplumlar bir kervana benzerler. Her alanda hayatın canlılığı, kervanın hareket halinde olmasından kaynaklanır. Zamanın ritmini yakalayan toplumlar, ürün, hizmet ve bilgi üretiminde, ilk sıralarda yer alırlar. Üretmesini bilmeyen toplumlar, üretim güçleriyle birlikte, hareket yeteneklerini de yitirirler. Üretimin olmadığı toplumlarda, hayatın hiçbir alanında canlılık ve zenginlik olmaz.

Okumaya devam et “Sınırsız dünya göçmen kuşlar gibi dayanışmasını bilenlerin dünyasıdır”

Doğu’dan Batı’ya bütün dünyayı Venedik tacirlerinden kurtarmak

Seküler kültürün öncüleri Batı toplumlarıyla, kutsal kültürün öncüleri Doğu toplumlarını, birbirinden ayırmada, paraya bakışları turnusol kağıdı görevi yüklenir. Seküler kültürde para, hayatın varoluşunun yeri doldurulması mümkün olmayan, tek amacı olarak görülür. Kutsal kültürde paraya hayatı kolaylaştırmanın ve güzelleştirmenin araçlarından biri gözüyle bakılır. Hayatın her alanında, birinde para her şeyken, birinde bir şeydir.

Okumaya devam et “Doğu’dan Batı’ya bütün dünyayı Venedik tacirlerinden kurtarmak”

Katılımcı yönetimi ve paylaşıcı ekonomiyi içselleştirmek bütün ülkelerin gündemindeki ana sorundur

Dünyada gece ve gündüz farkının ortadan kalkması, ülkeleri ve kuruluşları gizliliğin olmadığı, bir dünyaya uyum sağlamaya zorlamaktadır. Ülkelerde yapılan yolsuzlukların, kuruluşlarda yapılan haksızlıkların, uzun süre gizlenmeleri ve üzerlerinin örtülmesi mümkün değildir. Bir ülkede sağlanan haksız kazançlar, bir ülkede gizlense bir ülkede gizlenmez. Gizliliğin olmadığı dünyada, dürüstlük zorunlu erdem olmuştur.

Okumaya devam et “Katılımcı yönetimi ve paylaşıcı ekonomiyi içselleştirmek bütün ülkelerin gündemindeki ana sorundur”

Sağlamlığından kuşku duyulmayan kusursuz ürünler üretmek

Tüketim dünyasında satışları artırmak için, kusursuz ürünler üretmekten daha çok, kısa ömürlü ürünler üretmeye özen gösterilir. İster dayanıklı, isterse dayanıksız ürünlerden olsun, bir ürünün ömrü ne kadar kısaltılırsa, satışları o kadar artırılır. Tüketim toplumlarında ürünlerin aksayan kısımlarının, düzeltilerek yenilenmesine sıcak bakılmaz. Tüketimi sürekli artırmak için, küçük yeniliklerle ürünlerin ömürleri kısaltılır.

Okumaya devam et “Sağlamlığından kuşku duyulmayan kusursuz ürünler üretmek”