Teknolojinin her alanı işgal ettiği bir dönemde teknoloji ötesi toplum olmak

Teknolojinin ekonomik ve kültürel hayatın, sürükleyici gücü haline geldiği bir dönemde, teknoloji ötesi bir toplumun oluşturulması, büyük bir önem kazanmıştır. Kısa zamanda katılımcı bir yönetimle, paylaşımcı bir ekonominin temelleri atılmalıdır. İnsanların temel ihtiyaçlarının karşılandığı, teknoloji ötesi bir toplumda, hiç kimse mutluluğunu, başkalarının mutsuzluğu üzerine inşa etmeyi düşünmez.

Okumaya devam et “Teknolojinin her alanı işgal ettiği bir dönemde teknoloji ötesi toplum olmak”

Dünyanın bütün ülkelerinde erdemli insanları ekonomik siyasal kültürel hayatın içine çekmek

İnsanlar hayatın, ekonominin ve dünyanın merkezinden alınarak, yerine pazar mekanizması ya da tam rekabet modelini yerleştirilir ve sistemin çalışması, yalnızca ekonomik insana bırakılırsa, büyük balıkların küçük balıkları yuttukları, kıran kırana işleyen bir ekonomik yapı ve kültürel doku ortaya çıkar. Güçlünün güçsüzü ezdiği, kaynakların belirli ellerde toplandığı, insanın gönül yanının hiç önemsenmediği bir ekonomik dünya oluşur. Geçmişin hiçbir döneminde insanlar, ahlak ilkelerinden böylesine koparılmamıştır. Yoksa arz ve talep yasaları, insanların var oldukları her yerde yürürlüktedir.

Okumaya devam et “Dünyanın bütün ülkelerinde erdemli insanları ekonomik siyasal kültürel hayatın içine çekmek”

Meyvada ağacı gören genç girişimciler kare dünyanın yeni simyacılarıdır

Küre dünyanın yerini alan kare dünyada, mükemmeli arayanlar, yöneticilerden daha çok genç girişimciler olacaktır. Dünyanın sınırlı kaynaklarını, en verimli, en yararlı ve en adil biçimde değerlendiren girişimciler, kare dünyanın yeni fatihleridir. Simyacıların metalleri altına çevirmeye çalışmaları gibi, girişimciler de rüyaları, ürünlere dönüştürmeye çalışırlar. Mükemmeli arayan girişimcinin avuçladığı topraklar altın olurlar.

Okumaya devam et “Meyvada ağacı gören genç girişimciler kare dünyanın yeni simyacılarıdır”

Yalınlıktan güzel elbiseler giyenler hiçbir zaman yoksul düşmezler

İster ekonomik, ister siyasal, isterse de kültürel olsun, hayatın her alanında savurganlık gösterişten, derinlik yalınlıktan kaynaklanır. Tüketimde gösteriş savurganlığı, üretimde yalınlık tasarrufu özendirir. Hayatın hangi alanında olursa olsun, açgözlülük savurganlığın, tokgözlülük yalınlığın kapılarını sonuna kadar açar. Tokgözlü toplumlar, gösteriş harcamalarından kaçınırken, açgözlüler gösteriş harcamalarında yarışırlar.

Okumaya devam et “Yalınlıktan güzel elbiseler giyenler hiçbir zaman yoksul düşmezler”

Doğu batı farkının ortadan kalktığı kare dünyada eğitim her alanda öğreterek öğrenmek öğrenerek öğretmektir

Kare dünyanın kültürel dokusuna ve ekonomik yapısına, yeni açılımlar kazandıracak olanlar, öğretmekte olduğu kadar öğrenmekte, yeni yaklaşımlar geliştiren eğitim kurumlarıdır. Öğrenmeyi ve öğretmeyi, eğitim kurumlarının dışına çıkararak, çevreleriyle alışveriş içinde olan, öğrenmesini ve öğretmesini öğrenen eğitim kurumları, ülkeleriyle birlikte bütün dünyanın bilgi ve bilgelik birikimine katkıda bulunurlar. Onlar bilgiyi zenginleştirirken, toplumların üretim gücünü de zenginleştirirler.

Okumaya devam et “Doğu batı farkının ortadan kalktığı kare dünyada eğitim her alanda öğreterek öğrenmek öğrenerek öğretmektir”

Seküler savurganlık ve tüketim kültürünün bilimsel kaynaklarını kutsal kültürle kurutmak

Dünyadaki ülkeler Batılıların, seküler kültürlerine böylesine özenmezlerse, tüketim ekonomisi böylesine büyümez ve savurganlık böylesine artmaz. Atıkların ve artıkların olmadığı bir tüketim yapısında, doğal hayatta olduğu gibi, hiçbir alanda savurganlık olmaz. Ancak dünyada tüketim artmazsa, Batıların zenginliği çoğalmaz. Bu yüzden Doğu ülkelerinin, Batı ülkelerine özenmeleri, tutumlarını ve davranışlarını benimsemeleri, Batı dünyasının zenginliğinin devam etmesinde, çok önemli bir işlev yükleniyor. Bunun için bütün ülkelerde insanlar, Batılılar gibi yemeye, Batılılar gibi giyinmeye ve Batılılar gibi yaşamaya adeta zorlanıyor.

Okumaya devam et “Seküler savurganlık ve tüketim kültürünün bilimsel kaynaklarını kutsal kültürle kurutmak”

Tarihin her döneminde büyük yıkımlar aşırı zenginliğin yol açtığı savurganlıktan kaynaklanmıştır

Dünyada gösterişe dayalı tüketim ekonomisi, aşırı zenginliğin ortaya çıkardığı bir ekonomik yapılanmaya dönüşüyor. Batı dünyasında zenginlik, Asya’nın ve Afrika’nın yağmalanmasıyla, ortaya çıkan sanayileşmeden kaynaklanır. Dünyadaki petrol ülkelerindeki zenginlikse, yer altından sağlanan doğal kaynaklara dayanır. Zenginliğin ardından istensin ya da istenmesin, gösteriş harcamalarını mutluluk kabul eden, her şeyin yenisini almak için, sürekli tüketilip atılmasını özendiren tüketim kültürü gelir.

Okumaya devam et “Tarihin her döneminde büyük yıkımlar aşırı zenginliğin yol açtığı savurganlıktan kaynaklanmıştır”

Dünyanın bütün ülkelerinde etik pazar ekonomisi her zaman serbest pazar ekonomisinden üstündür

Dünyanın kaynakları sınırsız, insanların istekleri sınırlı olsa, ülkeler arasında, üretmek ve tüketmek, böylesine önemli olmayacaktır. Yunus’un deyişiyle , bütün insanlar varlığa sevinmeyeceklerdir, yokluğa yerinmeyeceklerdir. Başta ekonomi bilimi olmak üzere, bütün bilimler insanların isteklerinden daha çok, ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanacaklardır. Ancak dünyanın kaynakları sınırlı, insanların istekleri sınırsızdır.

Okumaya devam et “Dünyanın bütün ülkelerinde etik pazar ekonomisi her zaman serbest pazar ekonomisinden üstündür”

Her şeyin aktığı sınırsız kare dünyada Habil’in çocuklarıyla Kabil’in çocukları birlikte yaşarlar

Dünyanın hiçbir yerinde kültürler, bulundukları yerde durmazlar. Kültürler de nehirler gibi akarlar. Her şey akar, toplumlar, tarihler, düşünceler ve kültürler. Kültürlerin tarihinde “Oluklar çift”, birinden kutsal kültürler akarken, birinden de seküler kültürler akar. Geçmişten geleceğe olan bu akışta, kültürler birbirleriyle hem yarışırlar, hem çatışırlar. Ekonomik, toplumsal ve siyasal canlılık, kültürlerin birbirleriyle yarışmalarından ve çatışmasından kaynaklanır.

Okumaya devam et “Her şeyin aktığı sınırsız kare dünyada Habil’in çocuklarıyla Kabil’in çocukları birlikte yaşarlar”

Oluşmakta olan kare dünyada her ev hem bir okul hem bir işyeri olmak zorundadır

Merkez ve çevre farkının ortadan kalktığı dünyada, eğitim çalışmalarına yeni boyutlar kazandırmak, öğrenmesini öğrenmek, düşünce ve eylem dünyasını zenginleştirmek, bütün ülkelerin karşı karşıya olduğu sorunların başında gelmektedir. Yeni yüzyılda eğitim çalışmaları, okullardan daha çok, okul dışı alanlarda yoğunlaşmaktadır. İletişim kanallarının zenginleşmesi, evlerle birlikte işyerlerini de bir okula, bir işyerine dönüştürmüştür. Gelecek yılların okulları ve işyerleri bugünkülerden çok farklı olacaktır.

Okumaya devam et “Oluşmakta olan kare dünyada her ev hem bir okul hem bir işyeri olmak zorundadır”

Dünyada para herşeydir diyenler para kazanmak için herşeyi yaparlar

Son yüzyıllarda Batı dünyasında seküler kültür, kutsal kültürün yerini almıştır. İki yüzyıl boyunca, bütün dünyada sekülerleşme rüzgarları estirilmiştir, estirilmeye devam edilmektedir. Seküler kültürün para ticaretine dayanan, faiz odaklı, paradan para kazanma yöntemleri, New York’un Wall Street’tinden, bulaşıcı bir hastalık gibi, bütün dünyaya yayılmıştır. İrlanda’dan İzlanda’ya, Singapur’dan Dubai’ye kadar, büyük küçük bütün ülkelerin şehirleri, küresel bankalar tarafından baştan sona işgal edilmiştir.

Okumaya devam et “Dünyada para herşeydir diyenler para kazanmak için herşeyi yaparlar”

Uzaklık yakınlık farkının ortadan kalktığı dünyada Hristiyanlarla Müslümanlar birlikte yaşamak zorundadırlar

Oswald Spengler’den Paul Kennedy’ye kadar pek çok düşünür ve akademisyen, Batı dünyasının içine düştüğü krizin, çevreden kültüre kadar, değişik alanlarda yol açtığı sorunları tartışmıştır. Artık hiç kimsenin, Batı dünyasındaki ahlaki çözülmeyi, göz ardı etmesi mümkün değildir. Dünyanın önde gelen aydınları, insanlığın kurtuluşunun yol haritasını, Batı medeniyetinin değerleri içinde aramamaktadır.

Okumaya devam et “Uzaklık yakınlık farkının ortadan kalktığı dünyada Hristiyanlarla Müslümanlar birlikte yaşamak zorundadırlar”

Duvarsız kapısız çatısız kare dünyada gizlilik yoktur herşey görülür bilinir duyulur

Yirmibirinci yüzyıl bütün dünyada, herkesin kameralarla izlendiği, televizyon ekranlarında görüldüğü bir yüzyıldır. Küre yuvarlak dünya, gece ve gündüz farkının olduğu, gece kimsenin kimseyi görmediği bir dünyadır. Kare düz dünya ise, gece ve gündüz farkının olmadığı, herkesin herkesi her saat gördüğü bir dünyadır. Küre dünyada yalnızca gündüzler, kare dünyada hem gündüzler, hem geceler geceler aydınlıktır. Kapısız dünya, gizliliği olmayan bir dünyadır.

Okumaya devam et “Duvarsız kapısız çatısız kare dünyada gizlilik yoktur herşey görülür bilinir duyulur”

Kültür dünyasında yetiştirilmiş ağaçları olmayanların ekonomi dünyasında toplanacak meyvaları olmaz

Anadolu insanı, ekonomiyi hayatı yaşanır kılmak için bilir. Ekonomisiz toplum, toplumsuz ekonomi olmayacağını düşünür. Ekonomi hayatı kolaylaştırır, kültür ise hayatı yalınlaştırır. Kültür ve ekonomi toplumların, geçmişlerini ve geleceklerini yansıtan aynalardır. Kültür geçmişte yapılanları, ekonomi gelecekte yapılacakları aydınlatır. Kültür ekonominin, ekonomi kültürün üniversitesidir.

Okumaya devam et “Kültür dünyasında yetiştirilmiş ağaçları olmayanların ekonomi dünyasında toplanacak meyvaları olmaz”

Kutlu aylar kutlu geceler yitik cennete giden yolun yön gösteren kutup yıldızlarıdır

İslam dünyasında ve Müslümanların hayatında, zamana sanıldığından çok daha büyük önem verilir. Her gün güneşin batışıyla on ikiye ayar edilen ezani saat, Ahmet Haşim’in vurguladığı gibi, zamanın algılanması yolunda önemli bir özelliktir. Orucun başlama ve bitiş tarihlerinin belirlenmesi, ayın hareketlerinin gün gün takip edilmesi, insanın zamana karşı daha duyarlı davranmasında etkin bir rol oynar. Yıl içindeki bayramlar, bayramlarla gelen mali ibadetler, zamanın akıp gitmekte olduğunu simgeleyen kilometre taşlarıdır.

Okumaya devam et “Kutlu aylar kutlu geceler yitik cennete giden yolun yön gösteren kutup yıldızlarıdır”

Tüketimin zamanı yoktur diyenlerin elinde dünyanın bütün kaynakları sorumsuzca tüketilmektedir

Deneye ve gözleme dayanan bilginin, her şey olduğunun ileri sürüldüğü bir dönemde, zaman çok değişik bir boyut kazanmıştır. Zamanın bir fonksiyonu olan üretkenliği ve etkinliği büyütme ve tüketimi artırma adına, zaman bütünüyle işgal edilmiştir. İnsanların zamanı yalnızca kaynakların, ölçüsüz ve sorumsuz bir biçimde tüketime dönüştürülmesi yolunda harcanmaktadır.

Okumaya devam et “Tüketimin zamanı yoktur diyenlerin elinde dünyanın bütün kaynakları sorumsuzca tüketilmektedir”

Düzleşen kare dünya kabuğuna çekilen yerel insanların değil kabuğunu kıran küresel insanların dünyasıdır

İkibinli yılların başındaki gelişmeler, ülkeler arasındaki bilgi, sermaye ve teknoloji alışverişine geçmişte benzeri görülmedik bir hız ve bir yoğunluk kazandırmışlardır. Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri arasında olduğu gibi, bütün ülkeler arasındaki sınırlar önemlerini büyük ölçüde yitirmişlerdir. Soğuk savaş döneminin simgesi Berlin duvarı nasıl yıkıldıysa, ülkeleri birbirlerinden ayıran duvarlar da aynı şekilde bir bir yıkılıyor. Dünyada güç ülkelerden şehirlere, devlet kuruluşlarından gönüllü kuruluşlarına kayıyor.

Okumaya devam et “Düzleşen kare dünya kabuğuna çekilen yerel insanların değil kabuğunu kıran küresel insanların dünyasıdır”

Hiçbir alanda gizliliğin olmadığı dijital dünyanın “ekonomik”ten önce “etik” düşünen girişimcilere ihtiyacı var

Bütün dinleri ve Allah’a inanmayı afyon olarak gören Komünizm uygulanabilirliğini bütünüyle yitirmiştir. Ekonomiyi inanç ve etikten bağımsız olarak ele alan, Kapitalizmin de can damarları bütünüyle kurumuştur. Çünkü her zaman olduğu gibi, dijital dünyada sağlam ekonomi, sağlam topluma, sağlam toplum sağlam insana dayanır. Ekonomi toplumun ve insanların üretime ve tüketime dönük yüzleridir. Güzel insanların üretimleri gibi, tüketimleri de güzel olur.

Okumaya devam et “Hiçbir alanda gizliliğin olmadığı dijital dünyanın “ekonomik”ten önce “etik” düşünen girişimcilere ihtiyacı var”

Arkadaşlık ağlarıyla hayatı kolaylaştırmak ve dünyayı güzelleştirmek herkesin hem işidir hem sorumluluğudur

Dünyaya kapalı görevlerin kesin sınırlarla belirlendiği, çok yönetim kademeli kuruluşların yerine, dünyaya açık, az yönetim kademeli kuruluşlar geçmektedir. Çalışma alanı ne olursa olsun, içe dönük olan kuruluşlar canlılıklarını yitirirken, dışa dönük olan kuruluşlar canlılık kazanmaktadırlar. Dışa dönükler çalışanları, tedarikçileri ve müşterileriyle kurdukları, ekonomik ağlarla, etkinliklerini hızla artırarak, büyük bir dünya kuruluşuna dönüşmektedirler.

Okumaya devam et “Arkadaşlık ağlarıyla hayatı kolaylaştırmak ve dünyayı güzelleştirmek herkesin hem işidir hem sorumluluğudur”

Her gün bir yerden bir yere göçmek bulanmadan donmadan akmak

Herkesin atalarının yitirdiği Cenneti, iki dünyada yeniden bulabilmesi için, her gün bir yerden bir yere konması gerekir. Dünyada bir yerden bir yere konanlara sınır yoktur. Toplumları dönüştürenler, dünyada bir göçebe gibi yaşamasını bilenlerdir. Onların dönüştürücü güçleri, yeri ve zamanı gelince, bir ülkeden başka bir ülkeye, bir şehirden bir şehre geçmesini, sınırları aşmasını, bilmelerinden kaynaklanır.

Okumaya devam et “Her gün bir yerden bir yere göçmek bulanmadan donmadan akmak”