Anadolu’nun bin yıllık tarihinde, omuzlarında kitap taşıyanların düşünce ve eylem dünyalarında, bir insanı öldürmekle bütün insanlığı öldürmek arasında fark gözetilmez. Yunus’un şiirleriyle yoğurulan Anadolu insanı, dünyayı Cehennm’e dönüştürmek için değil, Cennet’e dönüştürmek için var olduğuna inanır. Onun çok boyutlu sevgi dünyasında, savaşın iyisi barışın kötüsü yoktur, iyilik arayan iyilik, kötülük arayan kötülük bulur.
“Sebeb Ey” diyen, Erdem Bayazıt’ın kavramlarıyla söylenirse: Anadolu insanının “Sevelim sevilelim” diyen, sevgi dünyası “Hint Okyanusu gibi derin”dir. O Ferhat’a dağı deldiren Şirin, Yahya Kemal’e “Süleymaniye’de Bayram Sabahı”nı yazdıran Sinan’dır. Onun alnının coğrafyası, Anadolu gibi zengindir.O zorlaştırmaya değil kolaylaştırmaya, nefret ettirmeye değil sevdirmeye, çirkinleştirmeye değil güzelleştirmeye çalışır.
Dost dost diye, kan kardeşlerinden önce, yol kardeşlerine sarılan,Anadolu insanına,yol ve yön gösteren kutup yıldızlarının başında,ben savaş için değil, barış için geldim diyen Yunus gelir. Anadolu’da insanlar varlığa sevinilmezler, yokluğa yerinilmezler, dünyayı gelip geçici bir oyalanma alanı olarak görürler. Bunun için Eskişehir’in Yunus’u, Anadolu insanının özü ve özetidir.
Yunus Anadolu insanının seven gönlü, düşünen aklı ve konuşan dilidir. Onun dünyasında düşmanlığa yer yoktur.Yunus ömrünü dostlarını sevmeye ve sevdirmeye adamıştır. Onun yolunda dostluk iman için bilinir. Allah için dost olunur. Allah’ın sevdikleri sevilir. Allah sevdiklerini hiçbir zaman yalnız bırakmaz.Onun verdiğini kimse alamaz, vermediğini kimse veremez.
Dost olmasını bilenler, Mecnun’a Allah’ı bulduran Leyla’nın peşine düşerler. Anadolu insanını Leyla’sı,Ezanı üç kıtaya
taşımasını, üç kıtada okumasını bilen Türkler’in, Doğu’dan Batı’ya sürekli, yer değiştiren kızıl elmasıdır. Düz kare dünyada kızıl elma Roma’dan Washington’a gitmiştir, Moskova’ya gitmiştir,Pekin’e gitmiştir.
Yunus görünen dünyada üretimekle, görünmeyen dünyada vermekle yol alınır diyerek, gerçek bilgeliğin, sevgiyle kazanılabileceğini, şiirlerinde sürekli vurgulamıştır. Onun pazarında sevgi alınır, sevgi satılır, sevgiden terazi tutulur, sevgi sevgiyle tartılır ve dünya sevgiyle yaşanır kılınır.
Yunus savaşların birbirini izlediği dünyada, barışa giden yolun, açgözlülükten değil tokgözlülükten, tüketmekten değil üretmekten, almaktan değil vermekten geçtiğini,bütün şiirlerinde büyük bir ustalıkla anlatmıştır.
Anadolu insanının kültüründe, sevgiyle silahlanarak, üretmenin coşkusunu kazanmanın, hayati bir önemi vardır.
Kare dünyada kızıl elmaların yolları, her alanda kusursuz üretim yapmasını bilenlere açılır.